Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

20 Ekim 2009 Salı

"Lütfen yorumlarınızla renk katın bu "siyah" yazıya..."

Bu yazının fon müziği : Beirut - "Un derrier verre" olmalı...
Yazılarımın neden azaldığına dair ilk ipucu bir önceki yazımda gelmişti.
Bir enerji uzmanına gittiğimi yazmıştım,tabii ki paramın yettiğince gidebiliyorum o da ayrı konu, ama işin özü gerçekten faydasını gördüm ve şu an yine ona gitmek ve tüm bu acımdan arınmak istiyorum...
Önceki yazılarımı okuyanlar kafamın karışık olduğunun da farkına varmıştır elbet.
İnsan en çok sevdiklerinden zarar görürmüş,doğrudur...
Erkek arkadaşımla aramda minik problemler vardı, o bunların çok da farkında değildi belki ama o minicik iltihap yayıldıkça yayıldı ve şu an bütün ilişkimizi kapladı. Ona göre sorun yok hala, lay lay lom gidiyor hayatı, 2 sene olur, 3 sene olur, beklerim sanki ben, benim duygularım hayallerim yok, bir eşya gibi beklerim..onu sevdiğim çok sevdiğim için sabrediyordum ama artık sabrım kalmadı...
Ben bu kadar didinirken onun rahatlığı, genişliği batıyor bana, önemsemiyor hiç bir şeyi, bugün ne yaptın diyorum hiç..diyor..hiç hiç hiç...
Ona göre ben çok planlı,programlı ve aceleciyim.Daha doğrusu belirlilik istiyorum hayatta, planım olsun, her şey belirli olsun, çok beklemek sıkıyor beni,plan yaparsanız beklemek daha kısa sürüyor.Tıpkı gideceği limanı bilen bir geminin kendinden emin rotasında ilerleyişi gibi...
Bana göre ise ben tüm bu planlarıma ve aceleciliğime karşın aynı zamanda çok ama çok sabırlıyım.hatta haddinden fazla sabırlıyım.
Askerlik sürecinden önce işe girmemek için direnişleri, bahaneleri, bir sene boyunca tamamdır her şey düzelir diye bekleyişlerim, askere gitmeden önceki kaprisleri, beni üzmeleri, tamamdır askerlik psikoljisi diye katlanışlarım.Ardından askerin ilk aylarındaki şikayetleri, bitmek bilmez şikayetler sonucu üzülmelerim, aklımın onda kalması,çocuk gibi geri geleceğim demeleri,hepsine sabırla, sevgiyle yaklaşmalarım.Onu özleyişim, bekleyişim, umutlanışım...
Bana söyledikleri, verdiği sözler, benim aileme söylediklerim, mesuliyetlerim...
Ve şimdi...
Askerlik bitti çok şükür derken, aslında her şeyin yeni başladığını görmemle birlikte bende pek çok devre alt üst oldu,karmakarışık oldum.
Bu aralar daha doğrusu geldiğinden beri didişmelerimiz sürüyor, kırıyorum, kırılıyorum.
Kendi açımdan niye haklıyım biliyor musunuz? Ben 2buçuk sene zamanımı verdiysem ve askerliğini beklediysem döndüğünde verdiği sözler için hareket beklerim,o kadar zaman boyunca iş aramaya üşenen bir adam hayal etmedim ben, sabahlara kadar bilgisayar oyunu oynayan, bir kaç işe başvurdu diye bir hafta boyunca hiç bir ilanı takip etmeyen ve bu ilanlara başvursak sanki olacak,kısmetim varsa gelir beni bulur diyen bir adamı da hayal etmedim.
Beni sahiplenecek, benimle birlikte yürüyecek, ben dürtüklemeden sorumluluklarını yerine getirecek bir adam hayal ettim.
Ben vıdıvıdı etmeyi sevmiyorum, istemiyorum, o işini yapsın ben işimi yapayım, bu kadar basit.Ama ben söylemezsem 20 yıl geçer, yine de tek bir şey yapmaz...
Bu yaşa gelmiş bir adamı,onu bekleyen güzeller güzeli sevgilisi varken bilgisayar oyunları ve öğlen kahveleri kurtaracak sanki...
Netten ilan bakamam bakmasını bilmiyorum, o kadar ilanı kim tarayacak diyen biri benim evlilikte sorumluluğumu nasıl alacak?Bütün bu kurtlar kemiriyor işte beynimi.Düşüncelerim sel olmuş akıyor, taşıyorum kendimden...
Kuşkusuz tüm gün ayaklarına karasular inene kadar gez iş ara da demiyorum, görmek istediğim sadece çaba!İkimiz için bir şeyler yapması..Bu o kadar büyük bir sorumluluk ki, böyle bir konuda bu kadar pasif ve rahat kalması diğer tüm artılarını götürüyor, bana aşık olsun, deliler gibi aşığım desin, bizim geleceğimiz için tek adım atmadıkça, habire kafam karışık dedikçe, bir öyle bir böyle aylar geçtikçe ben nasıl olur da onu daha fazla bekleyebilir ve geleceğimizden endişe duymadan içim rahat uyuyabilirim.
Ben bu kadar sevgim, ilgim, senelerimle eğer onu yanında olmuşsam, ondan da bir çaba görmek istiyorum haklı olarak,bu konuyu en az 10 kere konuştuysak artık 11.yi konuşmak istemiyorum.
Tamam evet haklısın her şey düzelecek denilip de 2 gün sonra yine aynı kabusların içinde kendimi kaybetmek istemiyorum.
Neden böyle oldu, neden bu kadar rahat davranıyor, neden bir dediği diğeriyle uyuşmuyor onu da bilemiyorum, kendi de bilmiyor.Neden böyle yapıyorsun diyorum bilmiyorum diyor..
tek gözlemlediğim ben savaşçıyım, becerikliyim, asla bugünün işini yarına bırakmayanım.
O ise ...
Bu kadar ciddi farklılıklarımız neden şimdi ortaya çıktı?Neden bu kadar keskin hissettim ve neden bu karakter ayrılığının çok önemli bir damarda olduğunu hissediyorum bilemiyorum.
Ben bunca sevgime karşılık bunları duyarak ne hale geliyorum haberi var mı acaba?
Konuşmaları beni kırıyor, parçalıyor...
Artık konuşmak istemiyorum, köşeme çekildim, daha fazla yıpranmak istemiyorum, işte kendi haline bıraktım onu, istediği her şeyi yapabilir ama bensizken tad alır mı bilemiyorum...
Bu arada belki de düzelir her şey, çaba gösterir, karşılığını alır,hiç üzülmeyiz boş yere...
Sevgimize bir zarar gelmez umarım...
İncecik bir çizginin üzerindeyim ve dua ediyorum,
Ve sizden de beni tanımasanız da bilmeseniz de benim için dua etmenizi istiyorum,
Hatta evrendeki tüm kafası karışık kadınlar için, sevgisini veren, mutuluk isteyen ve sorumluluğu sırtlamaktan yorgun düşen tüm kadınlar için..
Hakkımda hayırlı olan neyse o olsun...
Lütfen yorumlarınızla renk katın bu "siyah" yazıya,
Yazacaklarınız benim için bu yazının"beyazı" olacak...

13 Ekim 2009 Salı

"başlıksız"

Sanatçıyı düşün,
Didinip uğraşan bir sanatçı karşısında eserini görmek ister, heykel,portre,cam bir vazo belki de ya da beste..
Eser bir türlü ortaya çıkmıyosa, o eserin üzerinde çalışmayı bırakır yeni bir eser yaratmaya bakar...

Bu satırlar az önce içimden geldi,
Uzun zaman oldu farkındayım arkadaşlarım,
Sizleri özledim hem de çok,
Enerji almaya başladım, bir uzmana gidiyordum bir kaç haftadır,
Sağlık sorunlarımla cebelleşmekten yılmıştım,
Çok faydasını gördüm,
Meğer o ağrıların,sızıların içinde ne duygular ne birikimler varmış da haberim yokmuş,hepsinden kurtuldum çok şükür.
Ara ara yine gitmeye devam edeceğim, hassas insan olmak zor zanaat.Adeta kemikleşmiş duygularım var,hepsini-tüm negatifliği alıyor bende uzmanım...
Karıncalarım çok fazla bu sene, onlarla tüm gün uğraşmak zaten tüm zamanımı alıyor,
Bir de sevgilim var malum, o da ayrı bir bebek, ilgi istiyor sevgi istiyor,askerden döndü döneli zaten kavga gürültü gidiyor sebebini anlayamıyorum,
İş bulma durumları var şimdi, o amaçsız gibi, yeni gelmiş olmanın bir getirisi var tabii, bunu inkar etmiyorum.
Sadece sorumluluğunu bilsin ve yapsın istiyorum,günde 1 saat ayırmak...yapmayınca da soru işaretlerim artıyor,
Evlilik zor iş, her şeyi ben yapacaksam,dürtüklemeyle yürüteceksem bu işlerin altından kalkamam gibi geliyor,paylaşım lazım.
Geçicek diye umud ediyorum bilemiyorum ama bir izleme sürecindeyim şu an,
Evlilik ciddi iş..
Yazının ilk başındaki kelimleri yazan bir sanatçı oldum ben de, izliyorum şu an,
Sonsuz sevgim, çabam, desteğim, ilgim için...

Metin Rengi

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!