Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

26 Ocak 2010 Salı

"Sanat yasak tanır mı?"

Sabah gazetede aşağıdaki haberi okudum:

Sağlık Bakanlığı’nın Öteki Tiyatro’ya, Oğuz Atay’ın, “Korkuyu Beklerken” adlı oyununda, başrol oyuncusunun “sahnede sigara içtiği” gerekçesiyle uyarı cezası vermesi tiyatrocuların tepkisine neden oldu.
Tiyatrocular, başta Devlet tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin olmak üzere uygulamayı saçma ve abartılı buldular.Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, sigaranın zararlarının tiyatro oyunlarında da anlatıldığını belirterek, “Kulis, fuaye gibi yerlerde sigara içirmiyoruz. İkisini birbirinden iyi ayırmak gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’na bu konuda hassas olmaları için yazı göndereceğiz” dedi.Sahnede sigaraya ceza kesilmesine tiyatro sanatçıları tepki gösterdi ve uygulamanın çok saçma olduğunu dile getirdi.

Sağlık Bakanlığı’nın denetçileri Tuğrul Demir ve A. İhsan Mermer, iki sezondur sahnelenen “Korkuyu Beklerken” oyununun 15 Ocak’taki gösterimini, seyirci gibi bilet alarak izlediler. İki denetçi, oyundan sonra sahnede sigara içildiği gerekçesiyle başrol oyuncusu Fatih Al hakkında tutanak tutmak istedi. Tiyatronun kurucusu ve oyunun yönetmeni Murat Karahüseyinoğlu’nun itirazıyla ceza tiyatroya kesildi. Denetim elemanları, bir daha sahnede sigara içilmesi durumunda ağır ceza verileceği uyarısında da bulundular. Ceza kesildikten iki gün sonra da Çankaya Belediyesi zabıta ekipleri kontrole geldi...

Şimdi bu habere ağlanır mı evet ağlanır...
Sigara kullanıyor musunuz?
Ben kullanmıyorum,kısa bir dönem kullandım o da ara ara, evet ama içmiyorum epeydir, sağlığıma dikkat ediyorum çünkü zaten yeterince derdim var, canım isterse o kadar kimyasal zehiri içime çekeceğime direk pipoya tütün koyar içerim...
Ama bu benim tercihimdir, ben içmem ama "sen" içebilirsin,"o" içebilir.
Benim yanımda içersen buna laf edebilme hakkım vardır, senin içine çekip de dışarı attığını solumak zorunda değilim derim, üstüm başım kokmaz, alerjim tutmaz, öksürmeden gözlerim yaşarmadan kafede oturabilirim.Sen dışarıda içip gelirsin ama bu sefer de sen içtiğinin tadını alamazsın, kışın bir içeri girer içkini içersin, sonra dıları çıkar sigaranı içer yine içeri girersin.İkisi bir arada olmaz.Sen kendince haklısındır ama bende haklıyımdır.Bu da böyle olmamalıdır buna da başka bir çözüm bulunmalıdır bence o da apayrı bir konu...
Ama tiyatro sahnesinde bir sigara yasağını ise ilk kez duyuyorum.Müjdat Gezen güzel söylemiş, " Tiyatroya önerim, oyunu tiyatronun damını açıp oynasınlar. Rahat rahat sigara içip, sonra kapatabilirler. Doğru olduğuna inanmak istemiyorum. Oyun olduğunu anlamıyorlar mı? Tam bir sigara düşmanıyım, hayatımda hiç sigara içmedim, ama bu rol gereği yapılan birşey. Oyunda katil de olursun, içki de içersin. O zaman içki ruhsatı mı isteyecekler? Buna Aziz Nesin bile cevap bulamazdı. Bu durumda Hamlet artık oynanamaz. Çünkü içinde 9 cinayet var. O zaman Cinayet Masası ekipleri gelip, oyunu basabilir. Daha neler göreceğiz kim bilir?"diye...

Sanatta yasak olur mu, sanat yasak tanır mı?
Oyuncu sahnede sigara içti diye ceza kesilir mi?
Bunu yapanların emir kulu olduğunu düşünürsek emir verenleri de düşünebilir miyiz?
Bence düşünmeliyiz,
Bu sefer ağlanacak halimize de gülmemeliyiz artık,
Ağlamalıyız.
Bize neler oluyor diye,
Günden güne ne kadar kötüye gittiğimize...

18 Ocak 2010 Pazartesi

"Birdenbire"


John Lennon der ki " Hayat, biz planlar yaparken başımıza gelenlerin toplamıdır..."

Bu kısacık yazıyı okurken oğlu Sean Lennon'un "Parachute" şarkısını dinlemenizi öneririm şiddetle!

Öyledir işte her anı süprizlerle doludur hayatın,

Tıpkı ;

birdenbire hayatıma girişi,

birdenbire içimi aydınlatışı,

birdenbire tüm olumsuzlukları bana unutturuşu gibi,

"birdenbire" tuttu elimden,birdenbire kocaman gülümseyerek gözlerime baktı...

Bu davranışı karşısında o kadar şaşkın, o kadar mutlu ve o kadar şükranla baktım ki ona...Belki de anlıktı mutluluğum belki de uzun zaman sürecek bilemedim...ama evet dedim bu masalı denemeye değer...

Aklımda yoktu hiç böyle bir şey,

Her şey birdenbire oldu, Orhan Veli'nin şiirindeki gibi...

Halen var olan ama üstesinden gelmek için çırpınıp durduğum olumsuzlukları, hastalıkları, yoğunlukları, her türlü negatif enerjiyi bana unutturup yepyeni bir sayfa açtı...

Onu ben çağırdım biliyorum, tüm enerjimle istedim onu, gelsin beni sarsın sımsıkı diye..

Geldi ve beni buldu işte...

Daha minicik, daha bebek, daha yepyeni, daha taptaze, ışıl ışıl...

Hep böyle kalsın ister yüreğim...

Berrak, sade ve alabildiğine güzel...

Her şey zaten güzel, çok daha güzel olacak!

7 Ocak 2010 Perşembe

"Koyunlar cinnet geçirir mi?"

Bir çoklarının keyfi yerinde, durmadan harcıyorlar gözlemliyoruz, son model arabalar, villalar,nereden geliyor bu değirmenin suyu bilemiyoruz..
Biz ise 3 sene önce aldığımız maaşa talim, kimimiz işsizlikten kırılarak, emekli maaşlarıyla geçinmeye çabalayarak, onu buna denkleştirerek, zevklerimizden kısarak, kemerleri sıkarak yaşamaya çalışıyoruz.
Geldikleri günden beri sırtımızdan zamları eksik etmeyenler yılbaşında yaptıkları rekor zamlarla canımıza okumaya son sürat devam ediyorlar.
Posamızı çıktı artık, ne olacak bilemiyorum.
Sevgili Başak blogunda bu sorunu dile getirmiş, sürekli düşürülen ücretlerimiz ve acımasızca yapılan zamlar sayesinde hayatımız yakında yaşanılmaz kılınacak ve toplumca cinnet geçireceğiz gibime geliyor.Son yıllardaki suç oranı artışından,işlenen feci cinayetlerden,hırsızlıklardan bahsetmeye gerek yok sanırım...
Düz mantıkla sürekli artan gider ve azalan gelirin getirisi olaylar zincirine hepimiz günden güne dahil olmaktayız.
Vergilerimiz yüksek, dünyanın en pahalı benzinin kullanıyoruz, cep telefonu konuşmaları, ınternet ateş pahası...Mutfak masrafımıza duyurulmadan yeni zamlarla yeni yükler getiriyorlar.
Üstüne üstlük hala da her şeye zam yağıyor...
Doğalgaz - % 15
Elektrik -% 1,32
Tütün Ürünleri - % 40
Özel Öğretim -% 10 ila 25

Benzin-3,64 TL'ye ulaştı..
Köprü,otoyol, ulaşım ücretleri,
Ulşaıma zam demek her şeye zam demek...
İnsanımıza soruyorlar televizyonlarda vatandaşım gülerek "ne yapalım alıştık artık sıkacağız kemerleri" diyor.
Ses çıkarmak yok, sorgulamak yok, koyun sürüsü güdülüyor sanki..
İçimize atıyoruz, dişimizi sıkıyoruz, bütçemizden artırmaya çalışıyoruz, ayın ortasına tek kuruş kalmıyor...
Alacağımız kitap, yiyeceğimiz yemek ya da o güzel kaban bir kaç ay sonraya sarkıyor çoğu zaman...
Hep bir şeylerden ödün vermek zorunda kalıyoruz, deli gibi çalışıyoruz ama aldığımızı kısıyor da kısıyoruz, yetiştiemeye uğraşıyoruz.
Bir zaman radyo programcısı Nihat Sırdar'ın başlattığı bir kampanya vardı her gün aynı saatte kornalar çalınıyordu benzin zammını protesto etmek için,işe de yaramıştı hani, benzin fiyatları gerilemişti bir dönem.

Yine bir şeyler yapılabilir bence,
düşünmeliyiz, fikir üretmeliyiz...
Hayat standardımız giderek düşüyor...
Yorumlarınızı, fikirlerinizi bekliyor, bu konuyu sizlerin de bloglarınızda duyurmanızı diliyorum...

5 Ocak 2010 Salı

"Taptaze bir sene"



Yepyeni bir sene,
Yepyeni bir blog tasarımı,
Ve yepyeni bir hayat demiştim!


Yeni yılın ilk günü,
Mini mini bir kıvılcım geldi çaktı, oturdu yüreğime,
Sonunun ne olacağını düşünmeden baktım ki kıvılcım büyüyebilir biz isteyince!

Yılın ilk gününe, bugüne dek yaşamadığım bir şekilde başlangıç yaptım.
Harika bir gün geçirdim, öyle ki tüm hatırlamak istemediğim anılarımı gölgede bırakıp içimi kıpır kıpır edecek bir gün...
Fazla detaylandırmak ve anlatmak istemiyorum büyüsü bozulmasın diye ama şunu söyleyebilirim merakta bırakmamak için; olumlu enerjilerimi evrene gönderdiğimde bana bu sefer "evet" cevabıyla karşılık verdi.

Sonunun ne olacağını bilemem ama ne olursa olsun özlemişim bu kelebekleri ben,hepsini özgür bıraktım, rengarenk, mutlu mutlu uçuşsunlar midemde!
Herkese şahane bir "ilk hafta" diliyorum,
Yeni senenin ilk haftasının çok önemli olduğunu unutmayın sakın!
Tüm olumlu enerjinizi ve dileklerinizi sıralayın!
Yeni senede daha çok yazacağım ve müzik blogumu ihmal etmeyeceğim biliyorsunuz..
Bu sene ve bundan sonraki seneler artık "benim" :)
Herkese sevgiler, öpücükler!

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!