Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

19 Ocak 2009 Pazartesi

"cumartesi ne yaptım :)"

"günaydınlar" dedim, şöyle güzel bir müzik eşliğinde güne başlayalım istedim:)
Ben nasılım peki Cuma'dan beri, hala pıtırcık sevgi insanı ruh halimde miyim:)
Evet,evet her şeye rağmen diyelim, malum alerjik nezlem azmıştı ve cuma akşamı yerini normal nezleye bıraktı...Ağzım burnum akıyor ve gözlerim kurbağa gözü gibi oldu:)Bu kışın ilk nezlesi hayırlı uğurlu olsun diyelim, herkes geçirmişti ben o arada zehirlenmekle meşguldum, tam midem geçti ohh derken nezle çıktı başıma:)Sabır sabır ya sabır!
Bu halde cumartesi ultrason için sabahın köründe kalkıp hastaneye gittim. Elimde mendil, salya sümük, kıpkırmızı gözlerle paramı yatırdım, randevu saatinden 10 dakika önce bekleme koltuğuna oturdum. Benden önceki randevu içerden çıktı,sıra bana geldi. Sekreter kız biraz bekleteceğiz dedi, kağıtlarımı aldı. Bekle bekle ses yok, 10 dakika oldu, içerden nihayet çıkan sekreter bu sefer de Ultrason makinası arızalandı dedi."Haydaaaaa!"Normalde hastaneyi alt üst edip sekreter kızın canına okuyacak olan, damarına basılınca gözü dünyayı görmeyen, haksızlığa tahammülü olmayan ben ne yaptım?Aptalca gülümsedim, niyeyse:) Biraz daha bekleteceğiz teknik servisi arıyoruz.İyi de ben 12 saatten fazladır aç aç dolaşıyorum, ultrason için açlık gerekiyor, sabahın köründe kalktım geldim bu sümüklü halimle bir de ultrason bozuldu diyor bana koskoca hastane!Boğulacak gibi oldum ama tepki vermeye halim olmadığı için suratıma yapışan o çaresiz aptal gülümsemeyle 5 dakika daha beklerim dedim.Sonra hala ses çıkmayınca girdim odaya "efendim, şeyy, kem küm" daha yeni aranmış teknik servis, gelecek de bakacak da.."oooo ölme eşeğim ölme paramı geri verin gidiyorum ben"dedim.Böylece tatil günümde boşu boşuna sabahın köründe kalkmış oldum, ama her işte bir hayır vardır diyerek de kendimi telkin etmeyi ihmal etmedim.Malum yapacak başka bir şey yoktu.
Sonra eve geldim biraz yatıp uyudum, grip ilacı, vitamin aldım. Bana mısın demedi ama! O halde hırs yaptım öğleden sonra ailemle tiyatroya gittik. Elimde mendiller, kucağımda mendiller :) Sürekli hapşıran sürekli hönküren biri olarak ilk sıradan en beğendiğim oyunu 2.kez ne kadar hasta olsam da azimle izledim:)
Oyunla ilgili detaylı bilgiyi paylaşacağım sizinle, şimdi iş yerindeyim ve biraz daha iyiyim. Gözlerim yarı kurbağa gözü ve en azından 100 değil 30 kere hapşırıyorum:))
Amann bu da geçer, her kış aynı şey, sevmiyorum işte kış mevsimini, zorla mı!
Tiyatro oyununu da yazacağım bir ara,
Tekrar günaydınlar efendim :)

4 yorum:

Ayca Karaoglan dedi ki...

E tünaydın diyim artık saat itibariyle :) Çok geçmiş olsun. O kadar iyi anlıyorum ki seni, kendimi bildim bileli yaz-kış burnum akar, hapşururum :) Alerjik her türlü şey bende de var :)

Ful yaprakları dedi ki...

Saol Ayça'cım :)
alerjin varsa bu insanın bünyesini zayıflatıyor ve mikroplara özellikle üst solunum yolu hastalıklarına daha kolay yakalanmana neden oluyormuş, doktorum böyle söylemişti...

Ayca Karaoglan dedi ki...

Benim doktorum da evlenmeye karar verdiğinde damat adayını getir de alerji testlerini yapalım, bari çocuğunuz olursa alerjik olmasın demişti :)))

GeCe dedi ki...

çok geçmiş olsun sinir bir durum yaşanmış ama inşallah bir dahakine olmaz

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!