İşyerinde çok yorucu iki gün geçirdim, kolumu kaldıracak halim yok!
Az önce kendime 5 dakika ayırıp bir meyve yiyim dedim mandalinanın kabuğunu soydum ve pat.! zavallı mandalinamı yiyemeden yere yapıştırdım :)
Artık yorgunluktan ellerim de tutmuyor yani!
Mart ayında gerçekleştireceğim bir organizasyon için bir süredir kolları sıvadım, gerekli kişilerle irtibata geçmek, doğru gün ve saati ayarlamak, bir yandan da bir sürü kendini bir şey zanneden adamla muhattab olmak, "bizi seçin , biz tek olmalıyız" gibilerinden böbürlenmelerini dinlemekten sıkıldım.
Hepsinin ne mal olduğunu gayet iyi bildiğim için "hı hı hı hı..."diyerek dinleyip ardından bildiğimi söylüyorum ve bu şekilde işleyişi sürdürüyoruz katılıyor musunuz?" diyorum, o tavırlarından eser kalmadan balıklama atlıyorlar.
İnsan idaresi en zor iş, herkes ayrı telden çalıyor...
Ama işimde kalıcılığımı ispatlamak için bu organizasyonun sorumluluğunu ben isteyerek üzerime aldım, istedim ki benim bu konuda tecrübeli olduğumu ve altından kalkabileceğimi görsünler.
Diğer senede aynı kadroda çalışmak istiyorum, hele ki bu işsizlikte 3 sene önceki maaşımı da alsam razıyım.Çünkü başvurduğum hiç bir yerden yanıt gelmedi, bir çok arkadaşım işten çıkarıldı, bir çoğu maaşını alamıyor ve en çok da 4 sene boyunca üniversite okuyup bu durumlara düştüğümüze üzülüyorum.
Neyse uzun lafın kısası bu organizasyon beni yoracak hatta öyle ki o hafta muhtemelen oturamayacak kadar yoğun olacağım ama olsun sağlığım olursa ben hepsinin üstesinden gelirim.
Ve....Beni mutlu eden asıl olaya gelelim,nihayet yarın karne günü:)
Ardından güzel bir sömestr tatili beni bekliyor, bir haftası kesin de 2.hafta işe çağırılma ihtimalim olsa da ben geç kalkıp, keyifli kahvaltılar edip, incik boncuk yapmak istiyorum. Bir de evde olmadığım için yemek pişirememekten şikayetçiydim, artık bu hafta midem de izin verirse güzel yemekler pişirmek istiyorum, bir de havalar böyle güzel giderse yürüyüş ve gezmek de planlarım arasında :)
Şöyle hem ruhumun hem gözümün hem de gönlümün doyduğu bir hafta geçecek!
Karıncalarımı özleyeceğim tabii, onların masum soruları, gelip gelip sarılmaları, seni çok seviyorum demeleri, komik halleri, heceleyerek okumaya çalışmaları, bilmiş tavırları olmadan biraz zor olacak ama, tatil varsa işin ucunda hiç sorun değil, keyfime bakacağım.
Yazıya eklediğim şarkıda Sertab Erener'in dediği gibi "hayat beklemez" tatil de öyle :))
- Ful yaprakları
- Türkiye
- Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com
Yazılarım - Etiketler
affetmek
(1)
ağaç katliamı
(1)
arkadaşlık
(3)
aşk
(11)
ayakkabı
(7)
ben büyüdüm artık
(1)
ben çocukken
(5)
blog
(1)
blog yazarı ful
(16)
çiçek kız
(1)
çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak
(2)
dilekler
(1)
düğün telaşı
(1)
eğlence
(2)
eleştiri yazıları
(12)
evlilik
(11)
facebook
(1)
film yazıları
(1)
gdo
(1)
görgü
(1)
gözlem
(3)
güncel
(1)
gündelik
(63)
gündem
(1)
güneşli yazılar
(24)
haberdar
(5)
Hayata dair
(62)
içim acırken
(24)
kadınlar-erkekler
(3)
karışık kafalar
(1)
kendine güvenmek
(1)
kısa yazılar
(4)
kış
(1)
kitap yazıları
(6)
lunapark
(1)
manşet
(1)
merak ediyorum
(3)
mevlana
(3)
mevsimlerden yaz
(3)
mimler
(7)
moda
(1)
mucize
(1)
Murathan Mungan
(3)
Mustafa Kemal Atatürk
(3)
mutluluk dersleri
(17)
müzik
(1)
müzik yazıları
(13)
nezaket
(1)
nostalji
(1)
ofis bunalımları
(36)
origami
(3)
ödüller
(6)
öneriler
(5)
özel günler
(3)
panik atak
(1)
paylaşımlar
(35)
renkler
(1)
renklerin anlamları
(1)
ropörtajım
(1)
sansür
(1)
sorgularken
(9)
şifreler
(1)
tasarım
(1)
tatil
(3)
temizlik
(1)
tesadüfler
(1)
tiyatro yazıları
(2)
umut
(1)
yağmur
(2)
yeşilçam
(1)
zihniyet
(1)
değer verenler
22 Ocak 2009 Perşembe
"birisi tatil mi dedi!"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
EMEĞE SAYGI
Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!
neler yazmışım neler...
- Şubat 2015 (1)
- Aralık 2013 (1)
- Ağustos 2013 (1)
- Aralık 2012 (1)
- Şubat 2012 (2)
- Ocak 2012 (2)
- Kasım 2011 (2)
- Ekim 2011 (8)
- Eylül 2011 (6)
- Ağustos 2011 (6)
- Temmuz 2011 (8)
- Haziran 2011 (10)
- Mayıs 2011 (20)
- Nisan 2011 (13)
- Mart 2011 (5)
- Şubat 2011 (7)
- Ocak 2011 (12)
- Aralık 2010 (16)
- Kasım 2010 (9)
- Ekim 2010 (3)
- Eylül 2010 (6)
- Ağustos 2010 (10)
- Temmuz 2010 (2)
- Haziran 2010 (9)
- Mayıs 2010 (7)
- Nisan 2010 (7)
- Mart 2010 (13)
- Şubat 2010 (11)
- Ocak 2010 (4)
- Aralık 2009 (2)
- Kasım 2009 (5)
- Ekim 2009 (2)
- Eylül 2009 (4)
- Ağustos 2009 (8)
- Temmuz 2009 (2)
- Haziran 2009 (9)
- Mayıs 2009 (15)
- Nisan 2009 (19)
- Mart 2009 (18)
- Şubat 2009 (14)
- Ocak 2009 (23)
- Aralık 2008 (18)
3 yorum:
harika..
sanırım sen de mükemmelliğe önem veriyorsun. grup çalışması belki yoruyor seni falan filan işte.
aman dinlen hayat beklemez gerçekten. sonra fark ettiğinde çok geç oluyor..
hadi bana kahvaltıya gel valla :)
iyice yorgunluğunuzu çıkartmanız dileğiyle...
Şeker ,sevgı dolu bı ogretmenın satırlarını okudum az once..
Dılerım gonlunce bı tatıl yasar dınlenır cok sevdıgı yemeklerını pısırır..Hava cok guzel olacak yurusyuslerını yapar:))
Yanı sonucta dılerım cok guzel zamanlar onu beklıyor olsun
sevgılerımle
Yorum Gönder