Bir anımız diğerine uymuyor, her an bir hüzün bir mutluluk, yaşamın kendisi bu ahenkle dönüyor zaten.
Ben de makine değilim şüphesiz, etten kemikten yapılmışım, bir yerlerde motivasyonum düşer, bazen umutsuz hissederim bazen de umutlu.
Bu sabah uyandığımdan beri gözlerim dolu dolu nedendir bilmem ya da bilirim de bilinçaltında uyur durur söyleyemem bir durgunluk var üzerimde.
Dedim ya gözlerim iki yağmur bulutu, içimde bir şeyler kırgın, birilerine, belki de herkese.
Kurallar, kanunlar, yasaklar, emirler, uyulması gerekenler, bir köşede bekleyen hayaller...
Bazen boyun eğiyorum bazen de şu damarım tutuveriyor ve soruyorum "neden" diye.
Dizginlerimi başkasının eline vermemek konusunda kararlılık yaşasam da bakıyor ve görüyorum ki her şey esaret üzerine kurulmuş sanki.
Hep birilerine, bir şeylere bağımlıyız...
İstiyorum ki yemyeşil bir kır, istiyorum ki masmavi bir deniz, istiyorum ki yalınayak özgürlükle sarmalanayım..Olmuyor işte, bir yandan veriyor hayat diğer yandan alıyor..Bu da hüzünle mutluluğun ahengine benziyor.
Yorganın altında kalıp saatlerce uyumak istediğinizde en mühim toplantılara girmek zorunda kalıyorsunuz, duygusal anlamda en çökük olduğunuz dönemde insanları sadece konuşan dudaklardan ibaret görmenize karşın diyalog kurmak zorunluluğu taşıyorsunuz.
İstiyorsunuz ki artık ;
sizin bakışlarınızda güneş olsun ,
sizin elinizde çiçekler olsun ,
sizin bir düzeniniz olsun,
elinizde keyifle yudumlayacağınız kadehiniz olsun.
İstiyorsunuz ki beklemenin bir meyvesi olsun artık tabağımda, mutluluğu olsun soframda.
Bir de bakıyorsunuz aylar geçiyor, yıllar geçiyor, etrafınızdakiler değişiyor, büyüyor, düğümleniyor,karışıyor,çözülüyor.
Siz pencerenizin önünde oturmuş gökyüzünü seyrediyorsunuz, umutla beklediğiniz her şeyi ufukta arıyorsunuz,
Mevsimler geçiyor, yıllar bitiyor,
Hayat hep aynı şekilde akıp gidiyor, kimine göre iyi kimine göre kötü, değişmeyen tek gerçek yine siz oluyorsunuz.oradan buraya, buradan oraya, aynı ritm, aynı hız, aynı melodi, sizin şarkınız tekrarlardan ibaretmiş öğreniyorsunuz.
8 yorum:
Haklısın Ful...Çoğu zaman hissettiğim şeyler...Bir arkadaşıma bebek sahibi olduğumda özgürlüğüm elimden alınacak gibi geliyor dedim. Bana cevabı: Ne kadar özgürsün ki Sebla? dedi. Ben:...Hala düşünüyorum ne kadar özgürüm diye...
şarkı hep aynı aslında
değişen sadece onu nasıl söylediğimiz
içten veya yapmacık ve isteksiz...
bağıra çağıra yada içimizden sessiz...
düş'ünce bulursun eski ayak izlerini,,,kim kaldırcak ayağa diye beklersin belki,,,dudağında mırıldandığın o melodi,,,
işte hayat yine sana yalan söyledi,,,
gölgene en çok çarpabildiğin gün,,,
bu gün,,,ve belki de seni asıl huzursuz eden arzularının pek azını gerçekleştirebildiğin ömrün,,,
ömrünnn! ne olacak ki son sözün?
kirpikteki gözyaşı,
özgür değiliz hem de zerre kadar özgür değiliz...
maya'm,
şarkıyı bu ara söylemek istemiyor canım....
b.n.n. ;
arzuların hangisini gerçekleştirebiliyoruz ki,
etrafımızda onlarca insan
onlarca kural
hani diyorlar ya sen boşver onları yolunu çiz falan
işte en çok buna takılıyorum kolay değil öyle kaçmak bırakmak aileni mi bırakabilirsin akrabalarını mı evini mi eşyalarını mı işini mi aşını mı?
hiç biri...
bu bedeli öder durursun ölene dek....
duygular ancak bukadar guzel anlatılır, buakdar guzel hıssedılır..
ne guzelde anlatmıssın kendını, aslında benı.. hep aynı olmuyoruz, bazen ıstemedıgımız seylerı yasıyoruz, bazende belkı boyun egıyoruz. artık olsun dıyorum, artık zamanı gelmısse bıseylerın ozaman bu zaman olsun dıyorum ya, bakalım hayırlısı..
ıyıkı varsın ful, ıyıkı varsın.. yazıların bana destek oluyor.
sevgilerimle
pırıltılı cadı..
Pırıltılı cadım,
Yazılarımın destek olması ne güzel, içimden geçenlerle içinden geçenlerin bir olması da:)
Umarım umut şu kapıdan içeri girdiği gibi beraberinde mutluluğu da getirir bize:)
sen de iyi ki varsın,
sevgiler canım,
Yorum Gönder