Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

30 Nisan 2009 Perşembe

"Herkes 2.şansı hak eder..."

Kimi insanlar vardır elektriğiniz tutmaz, yanyanayken havada kıvılcımlar uçar adeta, dokunsanız "çat" diye çarpacak olursunuz-ki benim böyle bir huyum vardır, bazen kapı kolları ve insanları çat diye çarparım karşımdaki irkilir ne oldu diye:)Geçen bir karıncamı çarptım "aaa o neydi acıdı ama" dedi!
Neyse ben ne yazıyordum konuma geri döneyim, böyle olumsuz elektrik aldığım çok fazla insan var burada, samimiyetsiz ve yapay bulduğum, kıskanıldığımı şiddetle hissettiğim, bu nedenle nazar boncuklarıyla gezmeme ve dualar okumama sebep olanlar..
Yazılarımı okuyanlar bilir, çok dost canlısıyım ve her işyerinde can dostlar edinirim, iyi vakit geçirmekle kalmaz senelerdir de görüşürüm, ama burda demiştim ya size de kimsecikler yok...Etrafa bakarsanız hacmen dolu ama "insan" ararsanız yok!
Santralde görevli bir kız var, yaşça benden küçük.İlk gördüğümde suratsızlığını tersliğini fark etmiştim ama demiştim ki her insan 2.ve kimi zaman 3. şansları hak eder,çünkü içinde bulundukları durumu bilemeyiz. Bir kaç kez suratına soru sorup da yanıt alamayınca dedim ki 2.şans bitti ama belki zor bir dönemden geçiyordur hayatında. Bak sen Ful, ne kadar da iyi niyetlisin bu denlisi iyi değil bence:)
Sonra ne zaman ki telefon bağlatmak için aradığımda bir kaç kez "ufff ne var"diye telefonu açtı (benim olduğumu bilerek) o zaman insanı insan yapan değerlerden uzak olan bu "zat" benden puanını aldı...Adetimdir bilirsiniz, sabahları günaydın demek, hatır sormak, kolay gelsin demek...Bunlar ufak şeyler gibi görünür oysa kocamandır aslında.Nezakettir, hürmettir, içtenliktir, sevgidir tabii anlayana.
Kişisel telefonumu dış hatlara aranabilir hale getirdiklerinden beri muhattab olmuyorum çok şükür, kargo geldiğinde haber veriyor, konuklarım geldiğinde haber veriyor, bir de akşam serviste karşılaşıyoruz hepsi bu. Diğer insanlar da soğuk burada sebebini bilemiyorum güneş görmeyen memlekette mi yetiştiler diyeceğim ama yok, bu katılığın sebebi bir başka herhalde kötü bir tesadüf belki de hepsinin buraya toplanması.
Dün akşam servis gelmiş, binmeden önce bunu gördüm orada "bilmem kim hanım gelecek mi bekleyecek miyiz onu da" dedim ses vermedi, bir şey daha sordum mıy mıy bişi dedi ağzının içinde yine anlamadım,dün zaten üstümde bir yorgunluk, gerginlik vardı,"ben en iyisi bineyim dedim kavga çıkmasın.."Kız yokmuşum gibi davranıyor hayatta en nefret ettiğim davranış biçimlerinden biri..Neyse servise bindik, yolum yakın çok şükür, inmeden önce bunun yanında oturan aynı zamanda santralde ona eşlik eden kadın ona şunu dedi: Ful buralarda mı oturuyor, aman Allah aşkına burda otursan ne olur ya!" dediğini duydum, o an çok şey söylemek geçti içimden ama ben kibar ve asil bir Ful'um, Allah'a havale ettim.
Ben semtimi burada yazmam, ama söyleyebileceğim şey şudur 20 sene erenköy ve bağdat caddesinde oturdum, şu an ki semtimde gayet güzel, huzurlu, adeta yazlık bir kasaba gibi.
Evim yepyeni bir bina, geniş ferah pencereleri yerlere kadar, Allah olmayana da versin inşallah ama bunun kıskançlık amacıyla söylendiğini öyle sezdim ki bunu açıklama gereği hissettim.Kendime kızdım bu insanlar değil 2.şans benim ufacık bir sözümü dahi hak etmiyor dedim.
Önemli olan evinizin nasıl olduğu, hangi semtte olduğu, kaç odalı olduğu değildir, önemli olan o evin içindeki "huzur"dur.Bugüne kadar oturduğum hiç bir evde böylesi ferah bir manzaram olmamıştı, güneşin batışını seyredememiştim binaların sıkışıklığından, rüzgarı hissedememiştim yüksek katlı onca beton yığınından, oysa şimdi öyle ferahım ki, komşularım da iyi çok şükür, apartman görevlimiz de çok iyi niyetli yardımsever bir adam,bugüne kadarki evlerde hep dedikoducu pis komşulara,çalışmayan apartman görevlilerine denk gelmiştik, çok çektik onlardan, yani ben burada oturmayı seviyorum...Önemli olan da huzur zaten,bütün bu saydıklarımı bir yana koyun, o zaman dört duvarın önemi kalıyor mu ?
Ne olursa olsun, nereye gidersek gidelim şu üç günlük dünyada böyle insanlarla her yerde bol bol karşılaşacağız, dün 2.şansa pişman olsam da bugün diyorum ki herkes ek bir kaç şansı hak eder.Bu kişiler artık beni kaybetti ancak bu ve bunlar gibi kişiler asla hayat felsefemi değiştiremez benim;
Ne demişler "iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı..." Böyle insanlarla mutahhab olmamak sanırım en iyisi...
Herkese mutlu-umutlu sabahlar diliyorum,İstanbul'da yine serin ve yağmurlu bir hava olsa da, biliyoruz yaz geliyor, güzel günler çok yakında...

18 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

canım, neden onlarla diyalogda olabilmek için bu kadar çok çaba gösteriyorsun? bunu düşün. zaten elektriği hoş olmayan bu insanlardan uzak durmak daha akıllıca değil mi? selam verirlerse alırsın, vermezlerse ne ala. Niye kendine bunu yapıyorsun? bence bunu düşünmelisin. Bende o kadar çok yıprattımki kendimi bu ve buna benzer konularda. Sonrasında bu davranışımın altında ne yattığını düşündüm. Herkes beni sevsin mi istiyordum? peki bunu neden istiyordum? acaba ben kendimi yeterince sevmiyormuydum?
canım benden sana kocamannnn bi günaydınnnnn, güzel bir sabah öpücüğü: mucckkkkk.

Ful yaprakları dedi ki...

günaydın guguk kuşum,

yok herkes beni sevsin istemiyorum ama ben , böyle bir isteğim yok, sadece günde 10 saat buradayım, iyi arkadaşlar edinmek istiyorum hepsi bu:)

tabii onları gördüğümde selam vermemek en akıllıcası duruyor ama çaba sarf etmedim,etmişim gibi mi yazmışım yoksa ya :SS

Benden de sana kocaman öpücüklerrr:))

guguk kuşu dedi ki...

bazıları 1. yi bile haketmez. haketmez demiyelim de, gerek yoktur di,yelim. Bence iç sesini dinle sen, itici buluyorsa iç sesin, uzak dur.

efsa dedi ki...

Ful yazında bende kendimi gördüm. ama ben buradaki bazı insanları da sevdim. Belki yanlış birşey herkesi kendin gibi gormek, ama ben buyum başkası olamıyorum. Sadece biraz daha sağduyu ve temkinli hareket edebiliyorum en fazla.

Her iş yerinde çok iyi ve çok yanlış hareket eden insanlar oluyor. önemli olan seninle aynı frekansda düşünen ve bunu sana hissettiren bir insan olması. :)

İnsanın evi yuvam dediği şey çok güzeldir. Ben kendi blogumuda bir yuva bellemiştim. ama bu değil söylemek istediğim. Biz 15 sene şuan ki evimizin yapımını bekledik. Kirada oturduk, 2 oda bir salon bir evde. şuan ki evimizde birçok oda var. Ama oradaki gunlerin yerini tutarmı tartışılır. Herkes evlenmemişti. kardeşler bir arada idi vs. şenlikliydi. Şimdi de şenlikli ama o zamanlar daha güzeldi.

Ev değildir yada dış görünüş değildir aslolan. O evin kokusu, yenilen yemekler, paylaşılan anlar, kahkahalarda ve huzunde saklıdır huzur.

Sen çok güzel bir insansın. Onların seviyesine inme. Sevgiler.

Nu-Ra dedi ki...

Merhaba bende benzer şeyler yaşıyorum ofiste..

aile şirketimizde çalışıyorum bende ilişkilerde zorlanıyorum aynen sizin ofis gibi herkes bir alem zaten kadın nufusuda az, olanlarda bir garip..

hepsine dost canlısı davranıyorum bu sefer artık laubaliliye çeviriyorlar işi.. ben bu sefer kendimi çekmek zorunda kalıyorum..insanlar neden mesafesini ayarlayamaz bir türlü anlamadım..illa muatab olmamam mı lazım?

Unknown dedi ki...

Hey Allahım,hiç mi değişemez bu insanlar,ama sen iyi niyetini koru canım.Ama hani sağ yanağa vurdu al sola da vur değil yani.Kandini bu türlerden koruyacaksın,onlara bir şey öğretemezsin sen üzülürsün,huzurunu bozma,akışına bırak,ne halleri varsa görsünler,sevgiyle kal...

Serhat dedi ki...

Sevgili Ful, dediğin gibi herkes daha fazla şansı hak eder aslında. Bu arada dün sorduğun soruya "Bana örnek fotoğraf gösterirsen, en azından linkini gönderirsen sana nasıl yapıldığına dair bilgi verebilirim umarım. Anlatmak istediğini tam olarak göreyim, yanlış bilgi vermemiş olayım :)" diye bir cevap vermiştim, kopyalayayım dedim aynısını :)

e-posta da gönderebilirsin, iyi bak kendine

Ful yaprakları dedi ki...

Efsa'cım,

Evet benim de anlatmaya çalıştığım o sarayda oturup da yalnız ve mutsuz olduktan sonra mütevazı ama güneşin batışını izleyebileceğim bir evde sevdiklerimle oturmayı tercih ederim,

Dediğimiz gibi önemli olan o evin 4 duvarının ne kadar ihtişamlı olduğu değil, içinde neler yaşadığımız:))

Ful yaprakları dedi ki...

Nu-Ra;

diyorum ya bu insanlar her yerde bölünerek çoğalıyorlar galiba:)))

Ful yaprakları dedi ki...

Sevgili Serhat,
Örneğine yarın bakıp sana göndereceğim,

Çok teşekkürler,

Ful yaprakları dedi ki...

DÜN BUGÜN,

iyi niyetim her zaman en güzel en güçlü zırhım!

Ayca Karaoglan dedi ki...

Ah benim iyi niyetli arkadaşım... Her insan 2. şansı haketmez. Bazıları hakedebilir... Sen hiç düşünme bunları boşversene. Önemli olan senin iç huzurun. İnsanları ehlileştirmek zor zanaat, çok denedim, çok kırıldım, yıkıldım... Uğraşmıyorum artık. İnsan seçmeyi öğretiyor zaman. İyi niyetini bırak demiyorum, huy mu çıkmıyor işte insanın içinden. Sadece kendini bu insanlardan uzak tut, hakedebilecekleri seç kuzum. Çok öpüyorum seni...

öykü dedi ki...

Sevgılı Ful
Bu anlamda senı kendıme cok benzettım..
Sankı herkes cok medenı ve cok ıyınıyetlı gıbı dusunmek buyuk bı gaflet
Ben gırdıgım ortam gulumseyerek gırereım selam verırırım
bazı ınsanlar oselamı burun ucuyla alır bazıları agzını acmaz
Bu anlattıgın tarzdakı ınsanları tanıyorum cokca var onlardan..
Aslında ne kadar tuhaf!
bos sosyallıkten uzak davrandıklarını farketseler utanırlardı..
Ama nedenı tamamıyle
kompleks ve cehalet ben boyle dusunuyorum..
Cızgımı hıc degıstrımedım
anlamayan anlmasın
bakıyorum olmuyor mu
ben de o kısılerı muhatap almıyorum ama
tarzımdan da vazgecmıyorum
canını hıc sıkma
senın tarzın en dogrsu
sevgılerımle.

Unknown dedi ki...

Onları yada öylelerini görmemek ve duymamak en iyisi. Kendi içinde iyi isen, mutlu isen..çalışma hayatımda, bu tip insanlarla çok karşılaştım. Sen ne kadar kendine güvenen, emin biri olursan, o kadar etrafında olmak için can atacaklardır..

JAMES WHITE dedi ki...

Ben çekememezlik rahatsızlığının doğuştan gelen ruhsal bir hata olduğuna inanıyorum. Düzeltmek imkansız. Yapılacak tek doğru hareket bu tiplerden uzak durmak. Hiç uğraşamam. Kendimle barışık bir hayat sürerken sistemimde böyle sorunlu tiplerin varlığının barınmasına izin verip kısıtlı vaktimi harcayamam. Bu arada güneşi bende severim ama karanlığın da kendince sunduğu bir takım huzurlar var. Geceyi de kucaklamak lazım. ;)

umursamaz dedi ki...

bazı ınsanlar oyle hareketler yaparlar ki, degıl 3.hakkı 2.hakkı bile vermemek gerekir. bazen bende anlayamam kendımı neden ugrasıyorum dıye, neden? boyle ınsanar olamaz ful.. benımde aklımda gecen yazdıgın ve bu yazdıklarınla ılgılı dusunceler gecıp gıdıyor, ve aynısını sen yazıyorsun:) aynı zamanlarda aynı seylerı dsunuyoruz galına.. once ınsan olmak gerek, her kım, her ne olursa olsun o belırttgın hareketlerı hıc bır ınsana, hıc bır kımseye yapmamalı.. eger yapıyorsa da daha onceden kesin bırılerı ona bu sekılde davranmıstır. anlayamıyorum ınsanları, sadece canımı acıtmasınlar yeter.. ozellıkle bu aralar..
öpuyorum canım.ü
sevvgılerımle

Sycorox dedi ki...

ya ben bir insandan ilk anda hoşlanmıyosam sonra bana bi yanlışını görüyorum ama çokda uzak durulmuyoki sebebsiz yere...

UykusuZ dedi ki...

2. şans ayrı birşey saygı ayrı birşey.
Öncelikle senden FUL diye bahsetmesine izin vermemelisin. Ful Hanım olmalı.
Beni ofiste herkes sever, aşırı sinirli, ters, huysuz, terör estiren biri olmama rağmen.
Çaycıyla çaycı, bahçıvanla bahçıvan olurum ama hepsi aradaki mesafenin farkındadırlar.
En sevdiğim ve birçok şeyimi bilen arkadaşlarım santral çalışanlarıdır, bir oda dolusu hatun kişi. İstanbula gittiğimde aralarına alır birkaç saat mıncıklarlar,telefonda terör estirsem de, bozulmazlar, tanırlar bilirler ama asla saygısızlık etmezler.

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!