Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

19 Ağustos 2009 Çarşamba

"Oksijen yada O2"

Sevgili Öykü aklımızı başımıza getirdi, bizi "Ormanlarımız" için bir şeyler yazmaya çağırdı...Duyarlı blog arkadaşıma teşekkür ediyorum.
Tamam kabul ediyorum, milletçe balık hafızalıyız, her şeyi unutup yeni gündemlere dalıyoruz.Ama bir yere kadar, bence fosforu fazla tüketmenin vakti geldi!
Böyle giderse oksijen üretecek tek bir ağacımız kalmayacak...
Ne diyor uzmanlar, küresel ısınma son zamanlarda öyle hızla ilerliyormuş ki tahmin ettikleri sonuç 600 yıldan 100 yıla kadar inmiş..
100 yıl, 50'sini görsem kalan 50'sini belki de henüz doğmamış çocuğum görür ama torunum görebilir mi?
Yanan ormanları gördüğümde ağlıyorum, kesilen ağaçları, açılan toprak yolları, tepelerdeki ölü ağaçların üstüne yapılan beton yığınlarını gördükçe içim sızlıyor, geleceğimi parça parça kaybedeceğimi hissediyorum.
İşte arşivden bir haberler:
Tarih: 25.11.2006
"Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin, "Orman Bölge Müdürü ile muhafaza memurlarının silahlı adamlar yüzünden korkudan giremediğini" söylediği Beykoz'daki Acaristanbul, yemyeşil ormanın içinde beton mezarlığı gibi beklemede.
2 bin 290 dönümlük arazi üzerine kurulacak site için yaklaşık 1 milyon adet ağaç kesildiği tahmin ediliyor."

Tarih: 25.09.2008
"AKP’li Erzurum Belediyesi, ağaçları hem Lala Paşa Camii’nin görüntüsünü engellediği hem de kuruduğu için kestiklerini açıkladı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Lala Paşa Camii’nin çevresindeki 11 çam, huş ve kestane ağacını kuruduğu gerekçesiyle bir gecede kökünden kesti. Cumhuriyet Caddesi’ndeki 50 yıllık ağaçları kesen AKP’li belediye, bunların yerine ışıklandırılmış metal ağaçlar dikti."

Tarih: 06.01.2009
"Kamuoyunda 2-B olarak adlandırılan "orman vasfını yitirmiş hazine arazilerinden" üzerinde yapılaşma bulunanlardan 400 metrekareye kadar olanların tamamının rayiç bedel üzerinden hak sahiplerine satılmasına veya Maliye Bakanlığı eliyle TOKİ'ye devrine imkan getiriliyor."

Tarih: 29.05.2009
"AKP’li Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, tretuvar çalışması gerekçesiyle sabahın erken saatlerinde şehir merkezinde bulunan belediye parkının kenarındaki asırlık ağaçları kesti. Siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar, “Ağaçları sevmeyen, insanı da sevmez. Bir çocuk kesilmiş kadar üzüldük” diye tepki gösterirken, çevrede bulunan esnaflar Başkan Bakırcı’nın ağaç kıyımını TEMA Vakfı’na şikâyet etti."

Tarih: 30.07.2009
"Çevreci örgütlerin ve demokratik kitle kuruluşlarının şiddetle karşı çıktığı Üçüncü Boğaz Köprüsü'ne bağlantı yapılmak üzere ormanın ortasından geçirilmek istenen yol için İstanbul’un yeşil alanları gözlerden uzak, adeta insanlardan saklanarak yok ediliyor. Yapılması planlanan köprünün güzergahı her ne kadar açıklanmasa da, muhtemel köprünün bağlantılarının yangından mal kaçırır gibi sessiz sedasız yapılıyor olması akılları karıştırıyor. Dışarıyla bağlantısı kopuk ve kesinlikle bilgi-resim alınmasına izin verilmeyen yol inşaatı için Arnavutköy sınırlarındaki İhsaniye ile Tayakadın arasındaki alanda tam anlamıyla çevre katliamı yapılıyor."


Tarih: 15.07.2009 (yapi.com.tr)

"İstanbul’da yapılması planlanan 3. köprüye karşı çıkan İstanbullular “3. rant köprüsüne izin vermeyeceğiz” diyor. 18 Temmuz’da Sarıyer’de bur araya gelecek olan grup, tüm İstanbul halkını yaşamı savunmak ve bu cinayete ortak olmamak için Sarıyer’e çağırıyor.
Grubun çağrı metni şöyle:
“3.Köprü bir cinayettir, çünkü 3. köprü demek;
• Şimdiden bağlantı yollarının yapımı ile yok olmaya başlayan kuzey ormanlarımızı tamamen kaybetmemiz demektir.
• Yaşamımızın kaynağı olan suyun, su havzalarımızın yok olması demektir.
• Onbinlerce İstanbullunun evsiz kalması, barınma hakkımızın gasp edilmesi demektir.
• Kent içi trafiğin çözümü değil, trafik çilesinin daha da artması demektir.
• Bağlantı yolları üzerinde projeleri hazırlanmış şekilde bekleyen çok sayıda büyük alışveriş merkezinin yapımı ile, özellikle Beykoz ve Sarıyer'deki esnaflarımızın dükkanlarına kilit vurması demektir.
Kirlilik, gürültü ve kargaşa demektir."

Ağaçlarımız kesiliyor, toprağımıza evler,bloklar,binalar,köprüler dikiliyor,yeni yeni yollar açılıyor, ormanlar yakılıyor,dağlar tepeler villa doluyor...
Yağmurumuz azalıyor, kar yağışı duruyor, yer altı suyu kaynaklarımız kuruyor,
Sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, bilim adamları, öğretim görevlileri bağırıyor,
Ağaçlarımızı kesmeyelim, yeni ormanlar oluşturalım, toprağımızı kaybetmemek için çaba sarf edelim diye,
Kulaklar sağır, gözler kör, kimse bizi umursuyor mu?
Onca mal,mülk,para,yatlar,katlar,jipler,evler...
Gün gelir tek bir damla için tüm servetinizi vermeye hazır olsanız dahi elinizden bir şey gelmez.
Sesimizi duyan, geleceğimizi ciğerlerimizin oksijenini bize geri getirecek kimse var mı?
Ciğerlerimizi dolduracak temiz hava ve oksijen istiyoruz, kendimiz için, çocuklarımız için, sevdiklerimiz için,
Yarım asırlık bir ağacın gölgesini,serinliğini,oksijenini parayla satın alabilir misiniz?

Bir kızılderili atasözü çok güzel özetliyor bu durumu ;
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda,son balık öldüğünde;beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

Çok geç olmadan,

TEMA
ÇEKÜL
DOĞA SAVAŞÇILARI

7 yorum:

öykü dedi ki...

cANIM BENIM
O kadar guzel detaylandırarak yazmıssın kı
evet vakıt gec olmadan lutfen bu projeden vazgecılsın dıyorum
ıznınle yazını sayfamın altına eklıyorum
sevgılerımle

Ayca Karaoglan dedi ki...

Gerçekten bilge adamlar bu kızılderililer... Atasözü öyle doğru ki, kendini ispatladı resmen. Beyaz adam kızılderililerin de kökünü kuruttu... Umarım geç olmaz ve İstanbul, yanlış planlamaların kurbanı olmaktan kurtulur Fulcüm...

Sevgi Küçük dedi ki...

sevgili Ful Yaprakları, senin gibi duyarlı insanları tanıdığım için inan çok mutluyum. ağzına sağlık. neleri değiştirebiliriz ne yapabiliriz bilmiyorum ama olsun, biz uğraşmaktan vazgeçmeyelim. sonuçta haklı bir amacımız var. tekrar ağzına sağlık diyorum. sevgiler :)

İDEA dedi ki...

FULUM,
Sıva kolları canım.İş başa düşüyor.
(anladın di mi,ayrıntıya girmeyeyim burada)

Ful yaprakları dedi ki...

Canım arkadaşlarım
Güzel sözlerinize çok teşekkürler,

Öykü'cüm, ne demek ekle tabii:)
Ayça'm, kızılderililerin soyunu kurutan adam şimdi tüm insanlığın soyunu kurutacak kendisiyle birlikte..
Sevgi Küçük, Uğraşmaya devam:)Elimizden ne gelirse!
İdeam,iş hep başa düşüyor karıncalarıma bunu aşılıyorum ama tam detayı anlayamadım :))

herkese öpücükler

Adsız dedi ki...

Ful yaprakları yüreğine sağlık harika dile getirmişsin.eminim bu küçük çabalar bir olup akacak ve geleceğimiz kurtulacak.

İDEA dedi ki...

Meslek sırrı :)
Umarım şimdi anlamışsındır :)

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!