Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

1 Mart 2010 Pazartesi

"Değişim"


artık kısa cümleler kuruyorum,
sevdiklerim, sevmediklerim yanımda,
kabullendim her şeyi olduğu gibi,
yola çıktım yarınlara...
Evet, etrafımdaki insanlardan hoşnut olduğumu söyleyemem,sadece konuşumaktan ibaret varlıkları. Bende mesafe koydum araya.
Baktım ki iş çıkışı beni kahve içmeye çağırma nedenleri facebook'ta fotoğraf yarıştırmak..o zaman hayır diyebiliyorum artık.
Anlam veremediğim her şeye cevabım hayır bundan sonra..kalabalıklar içinde yalnız kalmak böyle olsa gerek...
Evet ben ful yapraklarıyım,benim dış görünüşüm parlak, epey güzel ve gösterişli..
Bunu övünmek için söylemiyorum, siz yazdıklarımı ve beni daha iyi tanıyın yorumlayın diye söylüyorum.
Hal böyle olunca ben içimdeki güzelliğin yüzüme yansıdığını, esas içimin daha parlak olduğunu anlatmaya çabalamaktan yorgun düştüm işte.
Beni "ben" olarak görebilecek arkadaşlar, dostlar istiyorum...
Düşüncelerime değer veren, sadece anlatmayacak aynı zamanda da beni dinleyebilecek dostlar.
Sadece menfaati için bir kaç söz edip bir şeyler isteyip sonrasında sizi gördüğünde suratınıza bakmayan insanlarla dolu etrafım...
Bunlar etrafımı sararken,bir yandan da iş yerimin satılma ihtimali olduğunu haber aldım, hatta belki de satıldı bile...
Üst düzey yöneticimin aniden işi bırakışını duydum, bu satışa karşı çıktığını da...
Neler olacağını bilememenin getirdiği sıkıntıyı da duydum içimde, ama daha iyi olabileceğini hissettim, daha profesyonel insanlar olacak belki de.
Bir sürü deneyim, bir sürü insan, bir sürü olay-durum..
Yorgunluktan yoruldum artık,
O nedenle artık her şeyi olduğu gibi kabullenmeye karar verdim.
Neden böyle yada neden böyle değil demek yerine,demek ki öyle olması gerek deyip sorgulamaktan vazgeçmenin benim yararıma olacağını gördüm.

Bekliyorum bu ara,
Etrafım dopdolu,
Korkağım hala, hala güvensizim ama,
Hayatın devam ettiğini de biliyorum,
Daha fazla detayım yok şimdilik ama her şey bir değişimden geçiyor bu ara,

Ben istersem kelebekler de yeniden uçacak, çiçekler de açacak,
Sadece küllerimi denize dökmem gerekiyor,
Ki yeniden doğabileyim...


12 yorum:

Ateş Böceği dedi ki...

Cevabı sende gizli zaten ....

Önce pervane ol yak kendini
Ama sonra Anka olup küllerinden doğmasınıda bil..Bu zorlu bir süreçtir ama hep sonunda iyi şeyler doğar..nerden mi biliyorum uzağa gitmedim kendimden ..

Ful yaprakları dedi ki...

çok doğru,
önce pervane olup kavurdum kendimi:)
şimdi anka misali küllerimi döküyorum ki yeniden doğabileyim...

niloş dedi ki...

sevgili Ful,
bir kahve yap kendine ama şöyle evde herkes yatınca, bir gece uykusuz kal, geç yat sanki yarın iş yokmuş gibi ve inatla gülümse..inadına sev,inadına bak o insancıkların gözlerinin içine.Dertlerimizi sormalarının çoğu meraktan,elimizi tutmalarının çoğu elimizdeki görme çabasından.Başkalarının hayatını kendisininkini sevebilmek için kullanan kişler dolu etrafta.Aman ben yine iyiyim diyorlar,bak şuna ne harp halde..
Gel gör ki azıcık da olsa ; hani o annelerimizin tembihlediği gibi yastığa başını koyunca kendini sorgulayan, bilerek kötülük yapmayan, elinde olsa o an canını verecek insanlar var gözümüzden bir damla daha yaş akmasın diye.
Semeyi bilen,sevginin kıymetini bilen, dostla içilen bir bardak kahvenin hatırını bilenler hala var.sadece çok az..ve herkes korkar olmuş öyle sıcak öyle içten olmaktan,,herkes yaralı.
ama sen küllerinden doğ ve gülümse Ful.inadına..
sevgiyle..
Niloş.

Ece dedi ki...

FUULLLLLUUUMMMMMMMM....CANIM BENIM SEN ZOR OLANI BASARMISSIN HAYIR DEMEYI:)))ÇOK AKILLICA DEMEK SIMDIYE KADAR HAYATINDAKI ARKADAS DEDIKLERIN SAHICI ARKADAS DEGILLERMIS,DOST ARKADAS ZORA DUSTUGUNDE BEN SANA DEMISTIM DEMEYENDIR SENI SABIRLA DINLEYEN DESTEK OLAMAK ICIN ELINDEN GELENI YAPMAKTIR GERCI BUNLARI NIYE SIRALIYORUM KI SEN ZATEN HERSEYI BILIYORSUN VE BENCE KULLERINDEN DOGMUSSUN DA BIRAZ KANATLARINI GUCLENDIR EN ZORU BASARDIGIN SEYDE HAYIR DEMEYI OGRENMEK,,TEBRIKLER CANIM:)))
SEVGILERIMLE

umursamaz dedi ki...

ful cum, ben seni hıc görmedim. ama senın yazıların, aynı ben..ne cok sıkılıyorum ınsanlardan bazen. uf dıyorum gosterıs budalası olmuslar farkında degıller.. hele hele, yalnız kalma korkularından dolayı benı arayan arkadaslarıma da aynı senınkı gıbı bır mesafe koydum. ben kendı basıma da mutlu olmayı ogrenmısım coktan. kendı basıma da mutluyum, huzurluyum.. paylasmak ısın özu.. nıyetın onemınıde bılıyorum. korkulara alet etmemelı ınsanlar bırbırlerını.. nebıleyım.. sen aynı ben, ben aynı sen.. gorusmek ısterim senınle, kendıne dikkat et. cunku sen gercekten guzel yureklı bırısın..sevgilerimle..

Başak BAŞOL dedi ki...

Ful,

Bil diye söylüyorum;belki fiziksel olarak yanında değiliz ama biz seni sen olduğun için seviyoruz.Ve her daim içini döktüğün bu sayfalar aracılığıyla da seni dinliyoruz:)))Her şey senin elinde:))

Sevgiyle Kal...

Halil İbrahim Öztürk dedi ki...

Hayat boyunca insanların önüne fırsatlar konuyor. Bazen bu fırsat altın tepside konsada, bazende pislik içinde olabiliyor. Ama bilemeyizki altın tepside önümüze sunulanın, pislik içinde sunulandan daha değersiz olduğunu.

Çok güzel düşünmüşsün. İş yerinin satılması, dışarıdan olumsuz gibi gözükse de. Belki de sana sunulan bir fırsattır. :)

Kediye Kafa Atan Psikopat Fare dedi ki...

hayır demeyı gec ogrenıyoruz bıraz ama olsun bız de boyleyız ne yapalım..

Profösör dedi ki...

Güzel bir yazı. Evet güvenebileceğimiz dostlar arıyoruz. Duyarlı ve tutarlı. İş konusu da slında hepimizijn bir yarası. Adilane davranılmıyor nhe yazıkki; bu sefer de her birimiz özgürlük adına kendi işimizi kurmayı hayal ediyor. Bir kısmımız da bunu gerçekleştirebiliyor. Tabi ki biraz da destek biraz da cesaret işi. Herşey güzel olsun inşallah.

bilge dedi ki...

önemli olan yalnız kalabalıkların içinde yalnız olabilmektir içinizi dinleyin o ses ne diyor acaba :))

Aylin Ünlü dedi ki...

Dosta ihtiyaç duyulmasının ne demek olduğunu iyi bilirim,bende hemcinsimden birine zaman zaman ihtiyaç duymuyor değilim ama hayır demek sanırım insanı bir anlamda yanlız bırakabiliyor,olsun ne mutlu huzurlu temiz yanlızlığa :)

sıkma lütfen canını...

Rumeysa dedi ki...

evet sadece külleri denize dökmek gerekiyor ki, yeniden doğabilelim..

insanın en iyi dostu yine kendisidir,en iyi doktoru,en iyi sırdaşı...

ahhh, bi de unutmasak şunu arada bi, di mi?

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!