Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

25 Mart 2010 Perşembe

"Yapılan her şey affedilebilir mi?"



(Bu yazının şarkısı Comptine d'un Autre Été olmalı,Amélie filminin soundtrack albümünden Yann Tiersen imzasıyla.
Mutlaka bu şarkı eşiliğinde yazıyı okuyun derim... )

30.12.2008 tarihli "Affetmek" yazımdan,

"""

Geçmişte ve şimdiki zamanda beni üzen, kıran ve gelecekte de üzecekler için bir karar alsam mı bugün?Affetmeli miyim affetmemeli mi?
Affetmek ruhumuzu büyük bir külfetten kurtaracaktır orası kesin, ancak herkes ve her şey affedilebilir mi?
Bu konuyla ilgili bilindik ama bir kere daha okunabilecek kısa bir yazı geçti elime;

Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:
"Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?"

Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. "O zaman" der öğretmen.

"Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin"

Öğrenciler bunu da yaparlar.

"Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!" Öğrenciler , bu işten pek bir şey anlamamışlardır.

Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen: "Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.

" Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendisine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız.Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? hep yanınızda olacaklar."

Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar: "Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."

"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık. Hem sıkıldık, hem yorulduk?"

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz.

Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz.

Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.

"""
Yazımı yeniden okuduğumda şunu düşündüm, peki yapılan her şey affedilebilir mi?
Çoğunuzun hayır, daha neler artık dediğini duyar gibiyim.
Aldatılan, kandırılan, kırılan, ağlayan, üzülen hatta çok daha büyük sonuçlarla başa çıkmak zorunda bırakılan bizler, bu yaşadıklarımızın mimarı olanları neden affetmeliyiz ki?

Yanıt çok basit: Tabii ki kendimiz için...Kendi mutluluğumuz ve iç huzurumuz için, sürekli eskiye dönüp kin ve nefretle kötü sözler söyleyip kendimizi daha fazla yıpratmamak için,hırsımızı dinlendirmek için...

Yaşanılanların ardından unutmak kadar affetmek çok zor da olsa,eğer gerçekten istenirse her olay ve her kişi insanın içinde affedilebilir.
Affetmek o insanı alıp bağrınıza basmak demek değildir, onu bir kez daha görmek zorunda kalmak demek de dedildir, sadece içinizde, zihninizde onu affederek o durumla gerçekten hem ruhen hem de bedenen vedalaşmak ve kendinizi özgür kılıp kapanan eski kapıların ardından yeni kapılar açmaktır.

Unutmayın, biz eski kapılarımızı kapatmadığımız, aralık bıraktığımız sürece hayat bize yeni kapıları açmaz.

Şimdi bugün, şu an bir karar verin.
Nicedir sizi üzen,kıran, yoran ne varsa, ardında kim varsa onları affedin, özgür bırakın,
Sonsuzluğa doğru bir yolculuğa çıksınlar,
Sizin içinizde daha fazla yaşayıp sizden beslenmesinler artık,
Onlarla ve bıraktığı duygularla vedalaşın,
Derin bir nefes alın,
İçiniz ferahlasın, hafifleyin.
Zor değil,
Bugün herkesi affedin...

28 yorum:

Unknown dedi ki...

Hayatımın her döneminde yediğim kazıkları hep affettim her zaman yine de iyiliğimle bastırdım hep zararını görsem de uzun vadede içim hep rahat oldu işlerim rast gitti...
Affetmek en güzeli ruh dinlencesi açısından da :)

Ful yaprakları dedi ki...

funda'cım
en iyisini yapmışsın,
için rahat eder ve hafiflersin,
kinden hırstan uzak durursun,
ben bugün herkesi affettim,
canım çok yanmıştı ama geçti hepsi,
hepsi gitti hayatımdan,
affetmek büyüklük,
affetmek erdem=)))

aksilaz dedi ki...

Affedebilmek gerçek bir erdem. Tabi kendin için affedersen.

Ful yaprakları dedi ki...

aksilaz,
sanırım yorumunun demek istediğini tam anlayamadım.
kendimi ve karşımdaki herkesi affediyorum =)

kendin için derken kendi hatalarımı mı kastettin?

aksilaz dedi ki...

Senin demiş oldugun "insan kendisi için affetmeli". kendi iç huzuru için.
Onu demek istemiştim.

Ful yaprakları dedi ki...

hmm tamam şimdi anladım.

Eren Doğan dedi ki...

Phillip Larue'dan Chasing The Daylight'ı dinleyerek okuyunca daha iyi oldu gibi sanki (H)...
Katılıyorum sana...

Elifin Terazisi dedi ki...

Affetmet erdemdir, iyi bir meziyettir bir sürü madde sayalım ama insanız değil mi? Zaaflarımız var."Dal rüzgarı affetse de, kırılmıştır bir kere." Sevgiler

Ful yaprakları dedi ki...

Ern,
o da iyi gider ama benim şarkı biraz daha kırılgan sanırım :)

Ful yaprakları dedi ki...

elifin terazisi,
işte o kırıkları toparlamaya çalışıyoruz biz,
öylesine değil,
gerçekten affetmek,unutmak lazım.
dediğin doğru kırgınlıklar iğne gibi saplanıyor bazen ama onu çıkarıp atmak lazım,
izi kalır şüphesiz de,
kendi için affetmeli insan.

stuven dedi ki...

var'a yok'a kırılmadığımız için ben kişiye ve yapılana göre değişir diyenlerdenim...

Ful yaprakları dedi ki...

stuven,
tabii, herkesin kendi kararı,
ama ben ne olursa olsun affetmek lazım diyorum :)

öykü dedi ki...

Oncelıkle parcayı soyleycegım
Parca benım en cok dınledıgım sevdıgım favorı parcalardan
severek dınledım bı kez daha..

konuya gelınce
kımseye karsı uzun vadelı olmdı kırgınlıklarım
ben hep affederım..
uzatmak
hıcbısey kazandırmıyor ıcınde agırlıkların bırıkımınden baska.

stuven dedi ki...

sadece karşı tarafın yaptığı şeyi kabul etmesini sağlar eyvallah yolun açık olsun derim ama ona katılamam ya da kabul edemem.

C3Moi dedi ki...

affetmek acizlik mi..?

absalom dedi ki...

:))
ben şahsen beni terk eden bütün kadınları affettim.
haklılar dedim.
ben olsam ben de terkederdim beni.

bu sayılır mı?
geçtim mi?

:))

Profösör dedi ki...

Bu yazıyı izninle benim blog da da yayınlacağım. Tabii ki blog adresini de yayınlayarak. Gerçekten de ibret alınacak bir yazı. Herkes faydalanmalı.

Ful yaprakları dedi ki...

öykü'cüm,
şarkıyı senin de beğenmene çok sevindim,
uzatmak kişinin kendisini üzmesinden başka bir işe yaramıyor haklısın,
affedin herkesi ve her şeyi:)

Ful yaprakları dedi ki...

absalom,

seni terk eden kadınlar haklıysa sen suçlusundur o zaman, sen kendini affettin mi:)

bu soruya yanıt verirsen sınavı geçeceksin:)

Ful yaprakları dedi ki...

C3Moi,

kesinlikle değil,

aksine büyüklük, erdem..

iç huzurunun anahtarı.

Ful yaprakları dedi ki...

profösör,

çok sevinirim,

teşekkürler ilginize,

:)

Ful yaprakları dedi ki...

stuven,

zaten kabullenmek ya da ona katılmak değil,
o insanlarla yeniden görüşmek de değil,

sadece içimizdeki kini ve hırsı atmak,

yaramızı artık kapatmak,

affedersek o olay kapanır biter, öbür türlü kendimizi sürekli yer dururuz

Ayşe Şakarcan dedi ki...

Çok güzel bir yazı, çok da doğru... Yazıyı şarkıyı dinlerken okumadım ama kendi kendime mırıldandım o güzel şarkıyı:)

Ful yaprakları dedi ki...

Ayşe'cim,
şarkıyı seninde biliyor ve seviyor olman çok güzel=)
her şeyi ve herkesi affedebilmen dileğimle:))

sevgiler,

ASLI dedi ki...

Selam Fulya :)
Cok güzel bir yazi.Affetmek kolay degil gercekten.Yasadigim kötü bir olay var.Olayi yasadigim kisi yasamaya mecburdum.Ben onun yaptigi seyi icimde cok agir hissetmeme ragmen hemen akabinde elini öptüm.Affetmismi oldum.Hayir.Sadece durumlar daha kötüye gitmesin diye.Ama ne zaman yalniz kalsam aklima geliyor.Ama görüsüyorum hersey normal o kisi ve kisilerle.Oglum icin.Ama unutamiyorum.Denedim olmuyor :(

Ful yaprakları dedi ki...

Aslı'cım,
durumu az çok anladım sanırım,zor çok zor..
işte bu içimizde kalan şeyler zamanla bizi mutsuz ya da hasta ediyor.
aslında kendimize yediremediğimiz ve zorla yaptığımız için böyle oluyor.zoraki..
ne kadar zor da olsa bırak yüklerini sırtından.
Tanrı'ya havale et hepsini,sen hafifleyeceksin.

sevgilerimle,

neval dedi ki...

ağrılı bir süreç bu,hele belirli periyotlarda gördüğün kişilerse onlar o yara her seslerini duyduğunda hatta hakkında konuşulduğunda bile kanıyor .galiba zaman lazım

Ful yaprakları dedi ki...

neval,
zaman her şeyin ilacı.

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!