Evet sayın seyirciler bir çiftleşme mevsiminin daha sonuna yaklaştığımız şu günlerde, bekâr ve yalnız olan tüm vatandaşlarımızın içindeki sıkılganlık yerini umuda ve huzura bırakmakta!
Nedir bu? Düğün davetiyeleri, sözler,nişanlar,"biliyor musun fulll bana evlenme teklif etti"ler, doğacak çocuklar, büyüyenler...
Yaz mevsimini severim ama düğünleri sevmem..
28 yaşımdayım hayatımda 4 kez düğüne gittim. Biri çok sevdiğim bir arkadaşımındı,diğer tüm düğünler de zaten şu an 3.evliliğini yapan bir başka arkadaşımındı:)
Çok şükür tüm düğünleri kokteyl tadında ve iyi mekanlarda olduğu için yabancılık çekmemiştim ama 2.nikahına ayağımda yüksek tabanlı palyaço pabuçları ve bol bir pantolonla gayet salaş gittiğimi,insanların bana garip bakışlar fırlattığını net olarak hatırlıyorum.
Düğün deyince aklıma hep geleneksel bir şeyler geliyor, diyeceksiniz ki ful,sen gitmeye gitmeye ne olduğunu unutmuşsun, artık şaşalı lüks salonlarda ünlü sanatçıların konserleri eşliğinde düğünler yapılıyor. Boğaz manzarası veya şahane bir cadillac içinde gelin ve damadın fotoğrafları çekiliyor,menüler günler öncesinden belirleniyor, dudak uçuklatıcı paralar akıtılıyor, o gün için kıyafetiniz yoksa gidiliyor iyi bir yerden bir gece elbisesi alınıyor, hele benim gibi dolabındaki tüm ayakkabıları düz ve spor olan biri için topuklu ayakkabı gereksinimi ortaya çıkıyor, ona uygun çanta derdi başlıyor, yalnız gidecek haliniz yok tabii bir de bir yerlerden bir kavalye bulmalısınız ve o durum ayakkabı almaya pek benzemiyor,"eski sevgilimle şu an ayrı olmasaydık böyle bir derdim olmayacaktı bak millet evleniyor sen ne haldesin" diye alt dudağınız aşağı doğru otomatik olarak bükülmeye başlıyor !
Netice düğün düğündür..Lüks ya da değil, basit ya da şatafatlı...hepsini görüyorum,biliyorum.
Benim derdim halen çevremizde varolan, insanların düğün diyerek eğlendiği o ortamlar...
Kalabalık, badana tadında makyaja bürünmüş kadınlar, yüksek ökçeler, heyecanlı suratı karmakarışık bir gelin, onu sakinleştirmeye çalışan bir damat, gözleri dolan aileler, kız tarafı mı oğlan tarafı mı diye birbirlerini süzen, süzerken de sahte gülücükler atan insanlar,ayağınıza basıp oradan oraya koşturan fırfırlı etekli,papyonlu çocuklar, kim olduğunu bilmediğimiz ama işleri organize eden teleşlı bir kaç insan, alkış kıyamet..
Derken imza sonrası eğlence zamanı,limonata ve pasta ikilisi,kulağı tırmalayan müzikler, abartıp davul-zurna eşliğinde gelenleri sağır etmeye yeminli insanlar, piste fırlayıp gerdan kıranlar,terden yapış yapış olup ceketini atıp kasap havasında kendinden geçen adamlar, pistte ayaklara dolaşan çocuklar, giderek ağırlaşan hava, artan korkunç gürültü...
Ve bitiş...
Yorgunluktan canları çıkmış,kafaları dönen iki garip insan; gelin ve damat...
İki insan birbirini seviyor, evlenmeye karar veriyor, çok güzel buna bir diyeceğim yok, ama ülkemin hemen hemen her yerinde görülen bu düğün manzaralarına bir anlam veremiyorum. İki kişi evleniyor diye kendini piste atıp gerdan kırmanın ne manası var ki?
Bir şampanya patlatırsın, yemek yersin, sohbet edersin, dans edersin, sevdiklerini-mutluluğuna ortak olmanı istediklerini ağırlarsın ve bu mutlu gününde sana eşlik ettikleri için teşekkür edersin.
Nedir bu? Düğün davetiyeleri, sözler,nişanlar,"biliyor musun fulll bana evlenme teklif etti"ler, doğacak çocuklar, büyüyenler...
Yaz mevsimini severim ama düğünleri sevmem..
28 yaşımdayım hayatımda 4 kez düğüne gittim. Biri çok sevdiğim bir arkadaşımındı,diğer tüm düğünler de zaten şu an 3.evliliğini yapan bir başka arkadaşımındı:)
Çok şükür tüm düğünleri kokteyl tadında ve iyi mekanlarda olduğu için yabancılık çekmemiştim ama 2.nikahına ayağımda yüksek tabanlı palyaço pabuçları ve bol bir pantolonla gayet salaş gittiğimi,insanların bana garip bakışlar fırlattığını net olarak hatırlıyorum.
Düğün deyince aklıma hep geleneksel bir şeyler geliyor, diyeceksiniz ki ful,sen gitmeye gitmeye ne olduğunu unutmuşsun, artık şaşalı lüks salonlarda ünlü sanatçıların konserleri eşliğinde düğünler yapılıyor. Boğaz manzarası veya şahane bir cadillac içinde gelin ve damadın fotoğrafları çekiliyor,menüler günler öncesinden belirleniyor, dudak uçuklatıcı paralar akıtılıyor, o gün için kıyafetiniz yoksa gidiliyor iyi bir yerden bir gece elbisesi alınıyor, hele benim gibi dolabındaki tüm ayakkabıları düz ve spor olan biri için topuklu ayakkabı gereksinimi ortaya çıkıyor, ona uygun çanta derdi başlıyor, yalnız gidecek haliniz yok tabii bir de bir yerlerden bir kavalye bulmalısınız ve o durum ayakkabı almaya pek benzemiyor,"eski sevgilimle şu an ayrı olmasaydık böyle bir derdim olmayacaktı bak millet evleniyor sen ne haldesin" diye alt dudağınız aşağı doğru otomatik olarak bükülmeye başlıyor !
Netice düğün düğündür..Lüks ya da değil, basit ya da şatafatlı...hepsini görüyorum,biliyorum.
Benim derdim halen çevremizde varolan, insanların düğün diyerek eğlendiği o ortamlar...
Kalabalık, badana tadında makyaja bürünmüş kadınlar, yüksek ökçeler, heyecanlı suratı karmakarışık bir gelin, onu sakinleştirmeye çalışan bir damat, gözleri dolan aileler, kız tarafı mı oğlan tarafı mı diye birbirlerini süzen, süzerken de sahte gülücükler atan insanlar,ayağınıza basıp oradan oraya koşturan fırfırlı etekli,papyonlu çocuklar, kim olduğunu bilmediğimiz ama işleri organize eden teleşlı bir kaç insan, alkış kıyamet..
Derken imza sonrası eğlence zamanı,limonata ve pasta ikilisi,kulağı tırmalayan müzikler, abartıp davul-zurna eşliğinde gelenleri sağır etmeye yeminli insanlar, piste fırlayıp gerdan kıranlar,terden yapış yapış olup ceketini atıp kasap havasında kendinden geçen adamlar, pistte ayaklara dolaşan çocuklar, giderek ağırlaşan hava, artan korkunç gürültü...
Ve bitiş...
Yorgunluktan canları çıkmış,kafaları dönen iki garip insan; gelin ve damat...
İki insan birbirini seviyor, evlenmeye karar veriyor, çok güzel buna bir diyeceğim yok, ama ülkemin hemen hemen her yerinde görülen bu düğün manzaralarına bir anlam veremiyorum. İki kişi evleniyor diye kendini piste atıp gerdan kırmanın ne manası var ki?
Bir şampanya patlatırsın, yemek yersin, sohbet edersin, dans edersin, sevdiklerini-mutluluğuna ortak olmanı istediklerini ağırlarsın ve bu mutlu gününde sana eşlik ettikleri için teşekkür edersin.
Kafanda "acaba nasıl gidecek, organizasyonda bir aksaklık oalcak mı?Bu insanlar da kim, nasıl görünüyorum, çok kalabalık..."gibisinden sorular olmadan o günün tadına yaraşır şekilde heyecanlı ama eğlenceli bir gün geçirirsin.
Ardından en iyi arkadaşları da yanına alarak bir kulübe gider dağıtırsın !
Bu kadar eziyete, zahmete,kalabalığa,gürültüye değer mi? Fazla mı aykırı geldim?Ama gelenekçi değilim :(
Bu kadar eziyete, zahmete,kalabalığa,gürültüye değer mi? Fazla mı aykırı geldim?Ama gelenekçi değilim :(
Benimle evlenecek adam her kimsen, şimdiden şanslı olduğunu söyleyebilirim bence..masrafsız, sade ve kafa şişirmeyen bir düğün olacak!
Hep böyle şeylerle dalga geçen, deli dolu biriyim ben, ancak arada kendimi,"benim davetiyem nasıl olur acaba" sorusuyla başbaşayken de yakalamıyor değilim...
Ne de olsa hayat sürprizlerle dolu, gelecek yaz belki de ful'un düğününe davetli olursunuz ve sizlerle tanışmak orada kısmet olur kim bilir ?
33 yorum:
Ah sevgili Ful, davet edersen iki göbecik attırırım düğününde:)))
Şaka bir yana ben bu yıl sülale düğünlerinden komaya girmek üzereyim. Ailecek bir "Kutlu Düğün Senesi" etkinlikleri yaşadık, hem de düğün yetmedi kına geceleri de eklendi olaya. Senin dediğin gibi ne kıyafet yeter bu işe, ne pabuç, ne çanta ne de takılacak altın. Allahtan genç jenerasyondan bekar gezen çok az kaldı, bir çırpıda hepsini hallettik gitti, bir nevi toplu katliam pardon evlilik yani:)
Sevgiler ve istediğin gibi bir düğünle evlilik dilekleri:))
leylak dalı,
bu sene bir artış yaşandı bence de,
2012'de kıyamet kopacak diye mi ne anlamadım :)))
güzel dileklerine çok çok çok teşekkür ederim,
umarım her şey gönlümce olsun ,
sevgiler!
Kendi nikahına zor dayanmış ve düğünden tiksinen biri olarak hiç tavsiye etmem düğünleri :) Zira yazdıkların tamı tamamına doğrudur..
Düğün dediğin böyle olur ;)
Syrakusa/Beter Böcek,
evet gözlemlerime güveniyorum :D
düğün mevsimlerini hiç sevmiyorum! :)
Ern;
işte sade, sakin gürültüsüz :)
Aksini düşünmek bile istemiyorum kih kih :)
Hahahah.. Koptum okurken.. Ne güzel anlatmışsın düğün ortamını.. Ben de üniversite yıllarında falan aynı senin istediğin gibi sade nikahlı, yakın arkadaşlı-yemekli bi gece hayal ederken, gayetten de herkesin coştuğu ve söylenilenlere göre çooook eğlenildiği bi düğüne sahip oldum.. Hayaller bazen değişebiliyo ama kokma o geceki mutluluktan gözün hiçbişeyi görmüyo :)
kolyekolik,
gerçekten mi?
eyvah eyvah ya benimki de öyle olursa:)
ama ruh eşimi bulduktan sonra gidip bir balonda uçarak bile evlenebilirim ben,
mekan çok da önemli değil,
bu kalabalıkta onu bulmak önemli dimi ama :)))
selam:) gecıkmeli olsada blogunu yeni keşfettım ve izlemeye aldım cnm seni bende beklerim bloguma sevgiler... ;)
Ben dugunlerı sevmıyorum
dugunsuz evlenırım evlenırsem :)
M¥PriNcessS;
dünyama hoşgeldin seni görmek çok güzel :)
Öykü'cüm,
sen melek gibi bi gelin olursun orası kesin :))
şimdi efenim ben düğünleri severim benim düğünüm olmamak şartıyla.
tanımadığımız göbekli teyzelerin pistte gerdan kırmasına bayılırım hele.
eskiden kız kıza dans edenler vardı o daha da şahaneydi de...
o adet kalktı heralde.
yazık oldu :)
genelde bütün eş dost böle söler ful.
bi arkadaş hayallerini anlatırken plajda çıplak ayak mini bi gelinlikle evlenicem diyodu.
sonunda kendini bi düğün salonunda damatla hoıplayıver çekirge oynarken buldu hahahaaa.
pek eğlendiydik :)
öyküüüüü :)
yok öle düğün istemem felan.
geliciz eğleniciz gülüciz heralde.
kınıyorum :)))
valla süper anlatmışsın
bir ay kadar önce aynı tantanayı biz de yaşadık ailece
çok koşturduk, çok yorulduk yeni çiftlerin birlikte paylaşacakları hayatlarını en güzel şekilde başlatmak için
http://yigitkartal.blogspot.com/2010/08/dugun-notlarve-beklenen-gun.html
aslında hiç kolay değil biliyor musun minimum 300 kişinin katıldığı bir organizasyonu organize etmek :)
çok da güzel oldu bize göre
herşeye değdi doğrusu
Allah herkesin gönlüne göre versin diyelim
sevgiler...
Kim bilir??? Neden olmasın:))
absalom,
ah evet ya, o kız kıza dans edenler! eskiden vardı hem de pek bi yaygındı..limonmatanın yanındaki bayat kuru pastalar için ne düşünüyorsun :)
öykü'cüm eminim çok güzel bir gelin olacaktır, ama bu da bi gerçek bir şeyden ne kadar kaçarsan üzerine geliyor.
ben de yapmam diyorum, kesin kendimi pistte bulucam dediğin gibi:)
Aynur'cum,
300 kişi mi?
oo inanamıyorum! gerçekten çok zor bir iş, çok büyük sorumluluk istiyor, ellerinize ssağlık, gerçekten de:)
kirpikteki gözyaşı,
tabii neden olmasın:))
sünnet olduumda, annem karşı komşuda çay içiyordu, pederle anlaşıp komşumuz fenni sünnetçi Seyfettin amcaya kestirivermiştik bi akşamüstü,
ilk evliliğim yemekli idi, burda olmuştu manzara süperdi http://www.bridgerestaurant.com/index.php
ikincisinde direk evin ordaki nikah mudurlugunde evlendik , başlı başına bi hikayedir, 5 dakkada beşiktaş.
bi ara yazarım , komedi
uykusuz,
oo o ne manzara, muhteşem olmuştur eminim düğün..
ikincisinde ani bir karar sanırım :)
aslında öyle mi olmalı, belki de, yıldırım nikahıyla tamamdır, ne uğraşacaksın :)çok merak ettim ama detayları yaz bir ara,unutma :)
Sana hak veriyorum, insanları eğlendirmek adına onca eziyet ve yorgunluk yerine kendi seçtiği arkadaş grubuyla eğlenerek,stresten uzak bir şekilde evliliğe adım atmak çok daha mantıklı. Ama korkarım o gün geldiğinde büyükler devreye girecek, o gelmezse olmaz bu gelmezse küser derkenn, bir de bakarsın kalabalığın ortasında, Sevgili Absolom'un bahsettiği o tanımadığın tombul teyzelerin arasında gerdan kıvırırken bulabilirsin kendini.:)
Dilerim herşey gönlünce olsun
Sevgiler kızım
sevmediğim şeyler arasındadır düğün(ler) hep derim 2 şahitle gidip evlenicem ve ben evlendim diyeceğim.
diğer türlü her kafadan bir ses çıkıyor ve kimseyi memnun edemiyorsun.
ayy ınsallah hayırlısı ise:)
benım dugunum olursa da bende senı beklerım, gercı sen sevmezsın ama olsun, belki bi istisna yaparsın:)
hem belki sana orada birilerini buluruz:) ne guzel yazdım ama ıkı dakkada:)
hayırlısı ınsallah fulcum, darısı ıkımzın ve tum bekarların basına:)
sevgılerımlee
pırıltılı..
eskiden ( 2-3 yıl öncesine kadar) ben de aynen böyle derdim amaan ne bela bu düğün denen şey!
fakat önümüzdeki yıl evlenme planlarında olan biri olarak hayalim değişti:)
ben bi kere yemekli düğüünlere kılım, uyuzum, illet oluyorumm!! millet yemek yemeye gelir. o masadan da totosunu kaldırmaz gecenin sonuna kadar. ben açık büfe 2-3çeşit yemek, yanına da bol salata yapcam. onda da amaç millet içip içip kusmasın da arada 2 satır bi şeyler atsın ağzına.
oturma düzeni de olmayacak.yaşlı tayfası için bir kaç puftan oluşan oturma alanı sadece...
güzel müzik. nefis müzik. harika. müzük ve müzik ve müzik ve müzik...
gelen de dans etsin benimle anacım ne o öyle oturmaya mı geliyorlar!!!
p.s. bunun üstüne ben de allı dallı bi gelin olursam işte o pek şenlikli olur!!
çınar,
ah o günler bir gelse de karar aşamasında olsam keşke:)
her şey gönlümüzce olsun derim hep,siz de öyle temennide çok teşekkür ederim :)
stuven,
yıldırım nikahı hatta! :)
pırıltılı cadı,
ah ah inşallah:))Allah mı söyletti ne derler ya ehehe;)
Nzn,
gönlünce bir düğün olur inşallah, ayakkabının altına ismimi yaz dicem ama daha epey vakit varmış o zamana kadar ful kimbilir neler yapar neler :D
dediğin gibi ben evlenene kadar o ooooo ki ne oo!!
o arada sen benden önce gidersen sen yazarsın benim adımı :))
NzN,
hadi bakalım, inşallah :D
Ama bu sade düğün benim fikrimdi :)
Böyle düşünen birilerini görmek ne güzel. Sade bir gelinlik ve saçımda bir çiçek. Gerek yok pırlanta gerdanlıklara.
en yakın arkadaşı 2 gün sonra evlenecek olması nedeniyle heyecanlanan biri olarak ben de kesinlikle sade bir törenden yanayım. arkadaşım tam da böyle bir tören organize etti. geleneksel düğünlerde gelin ile damat misafirlerle ilgilenmekten kendi düğünlerinde eğlenemiyor bile. düğünden sonra sadece ne kadar yoruldukları akıllarında kalıyor. madem ki evleniyorlar, mutlular, eğlenmeyi, iyi vakit geçirmeyi en çok onlar hak ediyorlar.
soluk,
bence de sade, sakin, mutlu bir törenden yanayım:)
hobaaa göbekkk şeklinde bir yaklaşımı şiddetle reddediyorum :D
Yorum Gönder