Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

9 Eylül 2011 Cuma

"Öğret Ona"



“Öğrenmesi gerekli, biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını… Fakat şunu da öğret ona; her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil polikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır.”

“Her düşmana karşılık bir de dost olduğunu da öğret ona! Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beşinden daha değerli olduğunu öğret… Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona!.. Ve hem de kazanmaktan neşe duymayı, kıskançlıktan uzaklara yönelt onu…”

“Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona… Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını…”

“Eğer yapabilirsen, ona, kitapların mucizelerini öğret.Fakat ona, sessiz zamanlar da tanı! Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin edebi gizemini düşünebileceğini… Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona… Ona, kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi…”

“Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona… Herkes birbirine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma! Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat, tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret.”

“Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona… Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin, sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara, dudak bükmesini öğret ona. Ve aşırı ilgiye dikkat etmesini..”

“Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret… Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona… Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona, nazik davran, fakat onu kucaklama!.. Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun. Bırak, cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona, her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlara karşı da derin bir inanç taşıyacaktır…”

“Bu büyük bir taleptir. Ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım… O, ne kadar iyi, küçük bir insan. Oğlum…”

Abraham Lincoln


3 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok güzel bir yazıymış , berbatlığımın ötesindeyken içimden yükselen seslere tercüman oldu adeta :(((((((((

Adsız dedi ki...

Süper de;öğretebilmek için önce öğrenebilmemiz gerekmiyor mu? Mesela üzgün olduğumuzda gülümseyebilmeyi, mesela nazik olana nazik sert olana sert olmayı, mesela dinlemeyi, mesela egolarımızdan arınabilmeyi öğrenmeliyiz.Sevgiyle...

Adsız dedi ki...

çok güzel yazıyorsunuz (:

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!