Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

17 Mart 2010 Çarşamba

"Renkler ve ölüler"


"Gözlerinin içine bakarım insanların, ama artık yürürken ya da konuşurken kimse birbirinin gözlerinin içine bakmıyor, bakamıyor, neden"
------------
Sıradan gelebilecek bir anlatımla yepyeni bir güne uyandım , turuncu çiçekli terliklerimi giydim yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım...
Kırmızı saçlarımı topuz yaptım, çivit mavisi kazağımı giydim, mürdüm moru rujumu sürdüm dudağıma, biraz da mavi kalem gözlerime...
Koşturdum evin içinde, geç kaldım dedim alışkanlıkla, aslında kalmadığımı bilerek.
Mavi arabaya bindim, aç karnına pasif sigara içiciliğiyle başladım güne, ama yine de içimden gelen bir günaydınla ve kısa bir sohbetle devam ettirdim.
İşe geldim, onlarca insan gelip geçti yanımdan, kimi içten bir günaydın savurdu, kimi suratsızca görmezden geldi.
"Gözlerinin içine bakarım insanların, ama artık yürürken ya da konuşurken kimse birbirinin gözlerinin içine bakmıyor, bakamıyor, neden"diye sordum kendime, boşverdim.artık insanlarla ilgili her şeyi boşverdiğim gibi bunu da yuttum.
Odama geldim, ısıtıcıları açtım, gidip sıcak bir çay aldım, arkadaşlarla kırmızı saçlarımın bu sefer sanki daha da mı canlı kırmızı olduğuna dair kısa bir konuşma yaptık, ben değişikliği ne kadar sevdiğimi anlattım,geçen ay yaptırdığım pembe ve turuncu saç tutamlarımı onlar sevmediğini kibarca dile getirse de,o canlı tutamlarımı savundum, klasik kadın sohbetlerine kulak misafiri oldum, çocuklar, eşler, hastalıklar,bitmeyen işler...
"Herkesin nasıl koşuşturduğunu ve hala birbirlerinin gözlerinin içine bakmadıklarını" düşünmeme engel olamadım,yine boşverdim, odama geldim.
Jehan Barbur'un "uyan" albümünü açtım, ses tonuma ne kadar da denk bir sesi olduğunu düşündüm, ben neden buradayım, belki bir şarkı söyleyerek deniz kıyısında yürüyüş yapıyor olabilirdim dedim, "şarkı söylerken ne kadar mutlu olduğumu düşündüm, "buradayken mutlu muyum"dedim, cevap kuşkusuz, bıkkın bir "hayır" oldu, boşverdim, uyan albümüne adını veren şarkıyı gülümseyerek söylemeye başladım, insanların duyabileceğini umursamayarak.
"İnsanların ne düşündüğünü umursamamayı ne kadar da çok sevdiğimi hissedip gülümsedim, herşeye rağmen kendim olabildiğim için ne kadar şanslı olduğumu da biliyordum.."
Kahvaltılık bir şeyler yedim, o anda çayın boğazımdan aşağı inişini hissetmeye çalıştım, nefes aldığımın farkına vardım, pencereden dışarı baktım, arabaların akışını, rüzgarın dalgalandırdığı bayrakları izledim.
Tüm bu koşturmaca içinde yaşayan bir varlık olduğumu, bunu benim hayatım olduğunu, sıradan bir günde olsa bugünün hayatımın bir günü olduğunu düşündüm, bu aptal kaosun içinde ancak detayların farkına vararak mutlu olabileceğimi duyumsadım.
Oysa dün akşamki toplantıda müdürüm onca özenime ve hazırlığıma rağmen küçük bir hata yüzünden "sıfır hatayla çalışacaksınız" diyerek bana Tanrı muamelesi yaptığında,üstüme yıktıkları dev işin altından kalktığımı görerek takdir yerine ikazla yaklaştığında ne kadar kırılmış ama şaşırmamıştım.
Çünkü "onlar", hayattaki hiç bir güzelliği ve hiç bir rengi, hırsları ve kötü niyetleri yüzünden göremeyen gri ,kof insanlardır benim gözümde.
Ben insanların yüzündeki kırmızı ya da mavi ifadeleri seçebiliyorum.
Davranışlardaki samimiyetin pembesini, gözlerdeki iyi niyetin sarısını,
Bir şarkıdaki yeşilin sıcaklığını, aşıktaki yoğun kırmızıyı hissedebiliyorum...
Nefes alıp veriyorum,yaşıyorum,içtenliğimle konuşuyorum ve doğal olarak hata da yapıyorum...
Onlar ise nefes almıyorlar, çoktan ölmüşler,
Gri, pis bir odanın içinde ruhlarının çürüyüşünü hızlandırmak için birbirleriyle yarışıyorlar.
Bana ve benim gibi olanlara bulaştıramadıkları griyi, üstlerine bir ten gibi giydiklerinden hiç bir güzelliğin farkına varamıyorlar,
Oysa bugün hayatımın bir günü, yarını bilemediğimiz hayatımızda kısa ama güzelliğini farketmesi size kalmış bir gün bugün, tıpkı dün gibi.
Bugün,sizin şekil vereceğiniz bir gün,
Boşverip devam edeceğiniz, ya da durup düşüneceğiniz,yorumlarınızla yazıma renk katacağınız,harekete geçeceğiniz bir gün,
"Nasıl görmek istiyorsanız" öyle bir gün,
Benim için "masmavi" bir gün.
Sizin için ne renk?
(Çizim - Usta Turhan Selçuk)

20 yorum:

Ece dedi ki...

FUULLLL GÜNAYDIN ŞEKER KIZ KENDİ:)))İNGİLİZCE YAZAMADIM REZIL ETMIYIM KENDİMİ:)))
YAZIN SICACIK YA SANKI ORADAYDIM BIR AN ICIN:)
PATRONLARI ASLA MUTLU EDEMESSIN ONLAR HEP ASIK SURATLIDIR SADECE YA EŞLERININ YADA SEVGILILERININ YANINDA GULUYORDUR,INSANLARI DA HEP MUTLU EDEMESSIN VE SENIN MUTLULUGUNU KISKANACAK KİŞİLER HEP VARDIR,AMA HAYAT FELSEFENI ÇOK BEGENDIM BOYLE DEVAM ET AYRINTILARA TAKILMA VE UMURSAMAZ OL SEN AYARINI BILIRSIN ZATEN:)O ZAMAN MUTLU OLURSUN ,ISTANBULDA ASIK YUZDEN VE GOZUNE BAKMAYAN INSANDAN ÇOK NE VAR DOLUUU,BEN HEP GULUMSEDIM BU BENIM ICIMDEN GELEN BIR SEY MUTSUZ OLSAM DA GULUMSUYORUM ENGEL OLAMIYORUM O YUZDEN HEP DELÜÜ MUAMELESI GORDUM,MUTSUZUM DIYE KIMSEYIDE MUTSUZ EDECEK HALIM YOK YANEEE:)))
RENKLERIN HARIKA BEN MAVİYİ SADECE YAZIN SEVERIM AMA KIŞIN BANA BUZ KESTIRIR ELIMDE DEGIL ZOR BI RENK
BİNLERCE DEFA ÖPTÜM BEBEK SEN SAÇLARINLA MUTLUYSAN GERISI BOŞ,BENDE BIR ARA KIRMIZIYA BOYADIM KOPLE AMA KUAFOR PARASIYLA BAŞA CIKAMADIGIM ICIN BOYADIM SIYAHA:)15 GUNDE BIR BOYA ISTIYOR KUAFOR BANA HERGUN YIKAMA DIYOR BEN SACIMI HERGUN YIKMASSAM DELİRİRİM:)))
SEVGILERIMLE CANIM BENIM

Ful yaprakları dedi ki...

ecem,
günaydın sana da=)
bu yazıdan daha fazla yorum almayı umuyordum ama kimseden ses çıkmıyor=)
okunduğunu görüyorum ama du bakalım=)
istanbul büyük sevimsiz, sadece insansızken güzel bu şehir.insanlar mahvediyor, gürültüye öldürüyorlar..
kalıcı boya dene, saç her gün yıkanmaz bi de=)2 günde bir yıkanmalı,eğer hergün yıkarsam doğal rasta oluyor saçlarım, bob marley gibi dolaşıyorum=)
hem cilt doktorları hem de kuaförler 2 günde bir diyor, saçın dibindeki doğal yağ ile saç beslenmeliymiş=)
aklında olsun, kalıcı boya 1 ay rahat gidiyor bana=)
öpüldüüün

Ece dedi ki...

FINDIGIM FISTIGIM BANA O KALICI BOYA NERDE VAR ADI NE SOYLERMISIN:)))
AYRICA ÇOK YORUM YAPMAK ISTEYEN YAZINI GORUR VE OGRENDIGIM KADARIYLA BLOGLARI IZLE VE KITLELEE MI DIYORLAR ÇOK ÇOK ULASIR YAZILARIN O ZAMAN EMEK VERDIGIN BU HARIKA YAZI HAKKINI YORUMLARINI ALIR...AMA HERKES KENDISINE YORUM ISTIYOR KIMSE KIMSENIN BLOGUN DUSUNMUYOR BASIT BIR GORUNMEYEN ÇATISMA GORUYORUM BEN,YADA HIRS DUR BAKALIM:))NEYSE SEVGILERIMLE CANIMSIN DEDIKLERINI AKLIMDA TUTACAM VE YAZIN SAHIDEN NEFIS
SEVGILERIMLE

otto dedi ki...

ful,
bunu söyleyen ben olmak istemezdim ama dürüst konuşmalıyım.
sen hastasın.
evet öylesin.
hastalığının adı da synesthesia. sanırım seninkisi colour synesthesia.

ve tedavisi yok.
sen dünyada pek çok kişinin sahip olmak isteyeceği en eğlenceli bi hastalığa sahipsin:)

Profösör dedi ki...

yazını çok beğendim doğrusu.. Selam yürekten olmalı. Bizim selamımız aynı zamanda duadır da. Her türlü kötülüklerden, çirkinliklerden uzak dur nlamına da gelir. Bir doğu ülkesinde insanların birbirine verdiği selam cümlesinin "Bugün sabah çorbanı içtin mi" olduğunu da biliyoruz. Beyin hesabi değerleri taşır. Yürek ise vicdani değerleri taşır. Onun için kalben yapılan her işin hayrı vardır. Gönülsüz verilen selam ise tamamen ikiyüzlülük ve riyakarlıktır.

Tebdili havada ferahlık vardır derler. Saçların kızıla boyanması aslına bakarsanız bir özgürlük haykırışıdır. Bağımsızlıktır. dinamizmdir. Evrenselliktir. Daha ne diyeyim. Ful' da yakışmıştır.

Mutlu olalım isteriz. mutluluk insanın içindedir. Çöplükte bile olsa horozlar ötüşünü kesmezler.

Önce insan olarak kendimizi iyi hissetmeliyiz. "Biz" olma değerini "Ben"liğimizde var olduğunu bilmeliyiz.

Türkiye'nin en büyük gazetesi sayılan bir yayın organına reklam müdürü olarak çağırdıklarında, "Burada hiç hata yapılmaz; yapan da kendini kapı önünde bulur." demişlerdi. benim cevabım hiç tereddütsüz "Ben hata yaparım" dolmuştu. Bu ilk tepkime rağmen işe alındım.

Bu gri odalarda yaşadığını zanneden dinazor pctronlar, aslında birer fosildirler. Bakmayın onlar kendilerinin ne olmadığını iyi bilirler.

Bugün benim için de renk tercihim masmavi olsun. Mavi Marmara gibi, mavi boncuk gibi,

beenmaya dedi ki...

ben de maviyim bugün. çünkü hala ve ısrarla konuşurken insanların gözlerine bakmaya devam ediyorum :)))

Ful yaprakları dedi ki...

wella'nın kalıcı kızıl serisi ecem=))
teşekkür ederim güzel iltifatlarına,
öpüyoruuum=)

Ful yaprakları dedi ki...

sinestezi demek=)
bilmiyordum, araştırdım,
özellikle sanatla ilgilenen insanlarda olduğunu gördüm,
kendime yakın hissettim=)
şimdi bakıyorum, testleri de varmış galiba!
eğlenceli bir durummuş bu

Ful yaprakları dedi ki...

Profösör,
teşekkür ederim, yazımı beğenmenize çok sevindim, çok güzel bir benzetme yapmışsınız fosil patronlar...
ne kadar da doğru, insan hata yapmadan yaşayabilir mi?aslında bilmiyorlar ki kendileri robotlaşmış, adeta birer çöplük haline gelmişler.
demek maviyi seçtiniz,
harika bir seçim,
mavi umudu temsil eder benim için=)

Ful yaprakları dedi ki...

beenmaya'm,
masmavi olalım,
umut yüklü,
istekli, inançlı=)))

Ateş Böceği dedi ki...

Banada mavii ..Pırıl pırıl bir gün ..

Ve bende hala insanların gözünün içine bakabilcek kadar cesur .ve iyi hissediyorum kendi mi çok insana oranla en azından ..

Ful yaprakları dedi ki...

cesur ateş böceğim=))

papatya dedi ki...

Buyuk bir zevkle okudum yazini.Her kelimesi bizi anlatiyor.
Kendimi dusuncelerinin icinde buldum bir an.
Ne kadar dogru her bir cumlen.
Sicacik kalpten gelen sevgiyi yansitmayan gozlerle dolu etrafimiz.
Birbirimizin yuzune bakamayacak kadar da korkak olmusuz sanirim.
Bu durum hic ic acici degil.Ne yapmak lazim insanlari uyuduklari uykudan uyandirmak icin, onu da bilmiyorum.
Sunu cok iyi biliyorum ki,tek tarafli verilen emekle hic bir sey olmuyor.
Herkesin gozunun ici,yuzu gulsun.
Bu yazidan sonra, herkes gulen gozlerle baksin ve konussun karsisindakiyle.
Ve butun samimiyetiyle..
Sevgiyle kal canim..

Chilek dedi ki...

Kırmızı saça dayanamam hiç:))
Bu sebeple 10 yıldır kırmızıyım:)
İş yeri ve mutluluk zor kavramlar ama takılmaman çok güzel aynen devam:))

öykü dedi ki...

Oncelıkle
cok guzel bı yazı olmus kutlarım

Ben kendıme
renklerden
beyazı sectıM:))
her zaman tercıhım

sevgılerımle

Eda dedi ki...

Kısa kesmek gerekirse:
1.Bu yazını çok sevdim.
2.Ben hergün farklı tonlarda maviyim.

Ful yaprakları dedi ki...

sevgili papatya,
ne kadar da haklısın,
yazıyı okurken keyif aldığına ve benimle aynı düşünceleri paylaştığına çok sevindim :)

Ful yaprakları dedi ki...

chilek,
kırmızı saçta yedinci senem :)

Ful yaprakları dedi ki...

Öykü'cüm,

bence de beyaz sensin,
yazılarından tanıdığım kadarıyla,
Öykü'ye bir renk verelim deselerdi ben de beyaz derdim :)

Ful yaprakları dedi ki...

Eda,

mavi güzeldir,
umuttur,
demek aynı rengiz.

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!