Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

3 Nisan 2010 Cumartesi

"hayal kırıklığı vol.9.999 "


Ben kimim?

Fiziksel özelliklerimi bir tarafa bırakın benim, içime bakın, taa ruhuma doğru..derinden, şöyle iyice kavrayarak, görmek için bakın, tartın, anlamaya çalışın...
İnceleyin beni, araştırın, detaylarıma takılın, ölçün ,değiştirmeye çalışmadan hayatınızın içine katın...
Kimim ben?
Ruhumu görmek isteyen, sesimi duymak isteyen var mı?
Rengarenk dünyamda neler olup bittiğini az çok takip eden, yazılarımı okuyan,sizler..
Beni merak ettiniz mi hiç?
Neye benziyorum?
Bu kadar hayal kırıklığı yaşamış biri neye benzer?
Kağıda resmetmeye kalksanız, beni nasıl çizersiniz?
Şu an içinde bulunduğunuz durumu, mekanı, detayları nasıl çizersiniz?
Bazen resmetmek iyidir, kusmaya benzer...İçinizdeki tüm hazmedemediklerinizi dökersiniz ortaya, rahatlarsınız, ya da şarkı söylersiniz, çiçek ekersiniz, yürüyüş yaparsınız, boncuk dizersiniz, yazı yazarsınız...
Bir şekilde içinizde olan biteni atarsınız dışarı, rahatlarsınız...
Bugün, kocaman bir hayalkırıklığını resmetmek isterim duvara,
İnsan ilişkileri adına, aşk adına, içtenlik adına siyah, boğucu ve iğrenç bir resim çizmek isterim.
Etrafında çirkin böcekler olsun mesela,(ama onlara da haksızlık etmeyelim,böceklerin bile yeryüzüne gönderilmesinin bir amacı var değil mi?)
Uzun lafın kısası bugün burada bir karar aldım ben, ful yaprakları,
Artık "Aşk" adına bir daha bir şeyler yazmak istemiyorum...
Bitmiştir,aşk adına ne varsa, yazıya dökülmeyecek bundan sonra...
Sabrıma ve sukûnetime hayran olanlar,bilirler ve görürler ki onca hayalkırıklığının ardından ben her seferinde "yeniden" başlarım...
çünkü ben ful yapraklarıyım...
benim dünyam rengarenktir,
düşüncelerim ışıl ışıl içtenlik yüklüdür,
ve ruhum bana sadace "kalbiyle" bakanlara görünür...

8 yorum:

fulya dedi ki...

Sevgili ful ya'prakları... aşık olduğunu ifşa ettiğin yazıyı ilk okuduğumda bilmem ama negatif bişi belirmişti ben de belki de benim kendi negataifliğim bilemem... Şunu dediğimi hatırlıyorum ama "herkese söylemeseydi keşke" .... Neyse neye benzediğini ciddi olarak sormuyorsun ama blogunda bizi karşılayan kız'mışsın gibi geliyor...

Oğuz Marangoz dedi ki...

Evet sen Ful Yaprağı'sın. Seni resmetmek belki evrendeki en kolay şey belki de kimsenin asla yapamayacağı kadar zor. Seni resmetmeye kalksam mesela saçlar, dişler, beden çizmezdim sanırım. Yarısı ilk, diğer yarısı sonbahardan kalma bir gün çizerdim ve bir çift göz. Güçlü, biraz karamsar, derinliklerinde ıslanmış ve her şeye rağmen umutla bakan. Ve bir gülümseme çizerdim tüm olanlara rağmen gülümsemeyi başarabilen. Göz kenarlarına bir kaç kırışıklık eklerdim yaşadıklarından hatıra kalan. Belki evrendeki en zor belki en kolay resim olurdun. Bilemiyorum.

Aşkı yazmak istememene saygı duyarım ama sende aşkların en büyüğü olan "yaşama aşkını" da dinlemek isterim.

öykü dedi ki...

Yıne kırılmıs sevgılı Ful
yıne uzmus onu bır seyler..
uzuldum..

Ful yaprakları dedi ki...

@ pasttel

belki de,
ama artık hiç ifşa yok,
kendimi dilniyorum :)

Ful yaprakları dedi ki...

oğuz marangoz,

ne güzel resmetmişsiniz beni,teşekkür ederim :)

yaşama aşkını yazacağım evet, bugüne kadar hep yazığdım gibi :)

Ful yaprakları dedi ki...

öykücüm,
maalesef,
ben de üzüldüm,
ve çok yoruldum inan çok...

Sokak Kedisi dedi ki...

Galiba bazıları sadece kafasında kurguladıklarını yaşıyor, bazıları da kalbinde hissettiklerini.

Ve biz kalbiyle düşünenler, kurguya kurban gidiyoruz her seferinde :((

Öğrenene kadar yıllar harcadım, şimdi de yapabilmek için ömür çürütüyorum ama diyorum ki "Kendine bağla mutluluğunu Ful, senden başkasında değil ipin ucu."

hastalavista dedi ki...

2 ay öncesi aklıma geldi. ne yap biliyor musun? kendine 1 saat zaman ayır. bilgisayarını karşına al ve webcamin record tuşuna bas. konuş. içini dök. kayıttan sonra dinle söylediklerini. ve o kayıdı silme. birkaç gün sonra tekrar izle. hatta birkaç tane çek. ama dursun bunları silme sakın. bu sensin. kendinsin işte. sırrınmış gibi içini dök. kendinmiş gibi acını söyle. işte bu senin o anki resmindir....bilmem hiç kendinmiş gibi kendinle sohbet ettin mi 4-5 dk'lık ayrı zamanlarda olsanda...

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!