Facebook profilinde hayatını tümüyle ifşa eden hatta gözümüzün içine sokanlara şaşırıyorum.
İletilerden tüm haberleri alabiliyoruz:
“Şu anda hastanedeyim,kontrolüm var,koordinatları veriyorum!!”,
“Bebek’te bir mekandayız, mekanın adı..., hoop eller havaya! Çatlasın düşmanlar”
“Tüh ya!Yine çakmışım sınavdan, ... öğretmen senden nefret ediyorum!” gibisinden masum iletiler mesela :)
Nereye gittiğini, o an nasıl olduğunu, ne düşündüğünü, kime ne söylediğini, her şeyi yazıyorlar, fotoğraflıyorlar.
Tweeter kullanmadım hiç, kullanmayı da düşünmediğim için o konudaki çılgılıklarla ilgili yazamayacağım.
Bu konuda çığır açan biri var ama çevremde. Kim mi?
Yıllar önce çalıştığım bir işyerinden tanıdığım, hiç bir dönem öyle fazla samimi olmadığım bir arkadaşım var, ama epeydir görüşemedik.,yalnızca facebook arkadaşı olarak bir köşede duruyor.
Yalnız aşağı yukarı son bir yıldır bir şey dikkatimi çekiyor, bu kişi sürekli ilişki durumunu değiştiriyor.
Öyle herkesin profilini didikleyen biri olmadığımdan ilk başlarda sadece anasayfada kim ne yapmış kısmında görüyordum, “yine mi, hmm bu da ne hızlı” diyordum kendi kendime.
Sonraları baktım ki o durum neredeyse ayda bir hatta 15 günde bir değişiyor.
Bakıyorum minik, kırmızı bir kalp figürü eşliğinde ilişkide yazısı görünüyor sayfada ,altında yorumlar..
Profil fotoğrafında sevgiliyle samimi pozlar..Sonra bakıyorum 15 gün geçiyor bu arkadaş iletisinde Demet Akalın vari bir şeyler göndermiş sevgilisine ve “Hadi sana da güle güle!” diyor...
Aradan bir ay geçiyor, yine birileri görünüyor profilde, iletide “Çok aşığım budur işte.. sevgilim her bir şeyim” diyor, sonra yine aynı şey, “Allah seni kahretsin, sen de mi? Benim sevgime değmezsin” yazıyor iletide ve ilişki durumu yine “single” olarak değişiyor!
Çok gülüyorum çok...
Her iki taraf da birbirini kullanıyor demek ki, ama sürekli olarak..
Üstelik bir de bunu hiç umursamadan ifşa ediyor...
Bakın benim sevgilim var, ona aşığım, şimdi şurdayız, şimdi bu bardayız, yarın sabah bilmem nerede kahvaltıya gideceğiz,sevgilimle uyanmak ne güzel...
2 gün geçti aradan ne oldu?
Anlaşamadık, Allah bunun da belasını versin,rezil! Şimdi yeni aşklara yelken açtım,özgürüm ben, ellimi sallasam ellisi be!!yürü kim tutar,hobaaa!
Nasıl bir yaşam biçimidir bu bir anlam veremiyorum doğrusu.
Bir insan aynı hatayı kaç kez yapar yada bunu hata olarak görmeden aynı yolda devam eder?
Nereden mi aklıma geldi bunu yazmak?
Geçenlerde sarmaş dolaş bir fotoğraf görmüştüm profilinde,bu sabah ise ana sayfada bir de baktım bir ileti yazmış “Acaba beni seviyor mu?” diye...baktım ki ilişki durumu yine “ilişkiye açık” olmuş...
Ne denir ki artık buna,
Pes :)
- Ful yaprakları
- Türkiye
- Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com
Yazılarım - Etiketler
affetmek
(1)
ağaç katliamı
(1)
arkadaşlık
(3)
aşk
(11)
ayakkabı
(7)
ben büyüdüm artık
(1)
ben çocukken
(5)
blog
(1)
blog yazarı ful
(16)
çiçek kız
(1)
çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak
(2)
dilekler
(1)
düğün telaşı
(1)
eğlence
(2)
eleştiri yazıları
(12)
evlilik
(11)
facebook
(1)
film yazıları
(1)
gdo
(1)
görgü
(1)
gözlem
(3)
güncel
(1)
gündelik
(63)
gündem
(1)
güneşli yazılar
(24)
haberdar
(5)
Hayata dair
(62)
içim acırken
(24)
kadınlar-erkekler
(3)
karışık kafalar
(1)
kendine güvenmek
(1)
kısa yazılar
(4)
kış
(1)
kitap yazıları
(6)
lunapark
(1)
manşet
(1)
merak ediyorum
(3)
mevlana
(3)
mevsimlerden yaz
(3)
mimler
(7)
moda
(1)
mucize
(1)
Murathan Mungan
(3)
Mustafa Kemal Atatürk
(3)
mutluluk dersleri
(17)
müzik
(1)
müzik yazıları
(13)
nezaket
(1)
nostalji
(1)
ofis bunalımları
(36)
origami
(3)
ödüller
(6)
öneriler
(5)
özel günler
(3)
panik atak
(1)
paylaşımlar
(35)
renkler
(1)
renklerin anlamları
(1)
ropörtajım
(1)
sansür
(1)
sorgularken
(9)
şifreler
(1)
tasarım
(1)
tatil
(3)
temizlik
(1)
tesadüfler
(1)
tiyatro yazıları
(2)
umut
(1)
yağmur
(2)
yeşilçam
(1)
zihniyet
(1)
değer verenler
22 Nisan 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
EMEĞE SAYGI
Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!
neler yazmışım neler...
- Şubat 2015 (1)
- Aralık 2013 (1)
- Ağustos 2013 (1)
- Aralık 2012 (1)
- Şubat 2012 (2)
- Ocak 2012 (2)
- Kasım 2011 (2)
- Ekim 2011 (8)
- Eylül 2011 (6)
- Ağustos 2011 (6)
- Temmuz 2011 (8)
- Haziran 2011 (10)
- Mayıs 2011 (20)
- Nisan 2011 (13)
- Mart 2011 (5)
- Şubat 2011 (7)
- Ocak 2011 (12)
- Aralık 2010 (16)
- Kasım 2010 (9)
- Ekim 2010 (3)
- Eylül 2010 (6)
- Ağustos 2010 (10)
- Temmuz 2010 (2)
- Haziran 2010 (9)
- Mayıs 2010 (7)
- Nisan 2010 (7)
- Mart 2010 (13)
- Şubat 2010 (11)
- Ocak 2010 (4)
- Aralık 2009 (2)
- Kasım 2009 (5)
- Ekim 2009 (2)
- Eylül 2009 (4)
- Ağustos 2009 (8)
- Temmuz 2009 (2)
- Haziran 2009 (9)
- Mayıs 2009 (15)
- Nisan 2009 (19)
- Mart 2009 (18)
- Şubat 2009 (14)
- Ocak 2009 (23)
- Aralık 2008 (18)
18 yorum:
ne facebook ne tweeter sahibi olabildim sanırım bir tuhaflıkta bende var;) insan her anını neden ifşa eder anlamam hatta birileri niye merak eder hiç anlamam
oysa ne güzel etkinliklerin, gösterilerin, filmlerin ve daha pek çok şeyin haberini alıyorum ben hem facebook'da hem de twitter'da. ama işte kullanım amacı farklı ne de olsa :)))
yüzümde bir tebessümle okudum dersem :)) her zaman olmasada katılıyorum en cok ilişki durumuna herkes bilmeli değil ki özel hayatını :) sevgiler canım güzel hafta sonları :)
meyra'cım,
merak içimizde var:(( ben çok sık kullanmasam da facebook'u, sayfamı açtığımda ana sayfadan insan ister istemez bakıveriyor:)her anını ifşa edenlere ise bakmak içimden gelmiyor..çok anlamsız buluyorum, garip buluyorum.
kendi isteğiyle insan nasıl özelini bukadar gün ışığına çıkartır anlayamıyorum.
beenmaya,
evet, aslında kültür ve sanat adına da, okumak adına da pek çok durumdan haberdar oluyoruz, yenilikleri fark ediyoruz.
amacına uygun kullanıldığında güzel ;))
burcu,
:))
mutlu haftasonları diliyorum tatlım,
sevgiler,
Facebook, gizli tehlike. Tüm hayatımız için. Herkesi yalancı yapıyor ilk etapta , ilişkilerle beraber hayatımızı etkiliyor.
Sırf facebookta o ilişki durumu için birliktelik yaşayan var .:) Ya ayrıldık ama ilişkideler yazısı dursa olmaz mı ? :) Ya da yarın gitcem bu sefer olcak yazcam oraya adını millet bakcak o ve ben :))
Ben bir de şeye takmış durumdayım. Atatürk'ü seven paylaşsın . Ölçüte bakar mısınız :) Ya da paylaşmayan müslümanım diye gezmesin vs vs .:))
Facebook da birçok şey gibi iyi kullanıldığında faydalı bir unsur tabi onu da söylemek lazım.
İnciden dalga geçmek en iyisi böyle.:) Farkındalık önemli bir şey , bazı şeylerin farkında olan insanların çokluğu beni mutlu ediyor. Bloglar iyi ki açıldınız.
facebook profilleri, ilişkileri hakkında bir düzine kitap yazılabilir... :)
önemli olan özel hayatın gizliliğini ifşa etmemek bunu yapmayanlar psikolojinin konusu içine giriyor olabilirler :)
dalgaizleri,
güzel yorumun için çok teşekkürler,
harika ifade etmişsin, ben de takılıyorum o durumlara; işte müslüman olan paylaşsın, Atatürk'ü seven paylaşsın, vs vs..ölçütlerimiz sanallaşıyor giderek.beyinleri dumura uğruyor insanlarımızın:)
facebook ve dğierleri iletişim adına sağlıklı kullanılırsa muhteşem icat ama bu şekilde yozlaştığında tehlike sinyalleri vermeye başlıyor bence:))
ben yine özelimi ifşa etmeden amacına uygun kullanmaktan yanayım :)
sevgiler,
gezi/yorum,
evet, amacına uygun kullanmak çok önemli.
yoksa dediğin gibi o ilişki mevzuuları yüzünden kitap yazarız kitap:))
ilişkiler sığlaşmış maalesef,hoşgeldin ful yaprakları
offf hele şu şu an burdayım şu an ordayım olayından nefret ediyorum!!
neval,
sen de hoşgeldin:)
mia wallace,
evet, bir insan bunu neden yapar anlamam ben.
ne facebook ne de twitter hesabı olan birisi olarak düşüncem belli tabii :)
hiç merak etmiyorum kim nerede, ne yapmış, kiminle birlikte vs vs. bilmemiz gerekenleri zaten bilmiyor muyuz??
hele twitter?? insan o anı yaşamak yerine anlatmayı neden tercih eder ki??
ben benzer bir duyguyu seyahatte filan kendimi fotoğraf çekmeye kaptırdığımda yaşıyorum ve kendimi çok aptal hissediyorum.. vizörden bakmaktan o mekanın tadını çıkaramıyorum bazen, twittercılar da böyle hissetmiyorlar mıdır acaba??
sevgiler ful yaprakları..
http://wear-a-smile-wear-a-smile.blogspot.com/
off bunun bir alt basamagıda facebookta her arkadasına bitaneeem seni herseyden cok seviyorum yazan kızlar heralde:D cok komik bir durum hele o "suan surdayım"lar..neden herseyi ifsa ettiklerini gectim sanki biz cok ilgileniyoruz da yazıyorlar :D
büyük harflerle PES..;)
Ahhh rezalet artik bu facebook! guzel blog bu arada :)
Yorum Gönder