Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

1 Nisan 2009 Çarşamba

"Herkesi hoşnut etmek isteyen..?"

Yazılarımı düzenli takip edenler bilir; uzun zamandır bu ay sonudaki bir organizasyon için uğraşıyorum. Bu hafta başında başlayan ve günlerdir koşturmacasını sürdürdüğüm, her şey iyi olsun diye çabaladığım, misafirlerimin gözünün içine baktığım...
Bugünkü konuşmacımızı meslektaşlarımdan duymuştum, kim olduğunu biliyorum ancak daha önce tanışmamış seminerine tanık olmamıştım. İzleyiciyle diyaloğunu, hakimiyetini bilemiyorum. Ama her zaman hakimiyetini bildiğin,geçtiğimiz yıllarda gelen isimleri çağırırsanız kendinizi tekrar etmiş ve gelenekselleşmiş bir şeylere imza atarsınız. Arada duyduğumuz, ünlü ancak tanımadığımız kişileri de çağırabiliriz hiç şüphesiz.
Ben güzel duyumlarım neticesinde konuyu ilgililere açmıştım, herkes atladı, tamam dediler, peki dediler, ayarladım ve bugün konuğum geldi.
Yaş önemli değildir sarraflıkta, tecrübe varsa tamamdır.Aynen benim gibi, öyle çok insan tanıdım ve öyle çok ortamda bulundum ki, gözlem yeteneğim sayesinde kapıdan giren insanı 30.saniyede çözümleyebiliyorum.
Heyecanla beklediğim konuğum geldiğinde son derece asık bir surat gördüm, yanındaki menajerimsi kişi ise ondan daha sertti. Sert, soğuk ve mimiksiz. Mimiksiz insanları sevmem, kapalıdırlar, anlaşılması zordurlar, memnuniyetini ya da memnuniyetsizliğini belli etmeleri zordur, konuşmazlar, hep konu açmak sorunda kalırsınız.Sanki bir duvar vardır aranızda, bir kalın duvar...Bu yüzden "nasılsınız" sorusunu 2 kez yönelttiğimi zannediyorum:)
Elimden geldiğince eksiksiz ve 10 dakika gecikmeli bir seminer düzenledim.Görevim bu olmasa da, yan görev olarak edinsem de, her şeyin en iyi şekilde yürümesini istedim. Ancak bu soğuk tavrı her odada, protokol yanında, seminer sırasında sergileyen konuğum bir kısım tarafından "beğenildi" bir kısım tarafından da "beğenilmedi".
Benim görüşüm ise değindiği konular ve izleyiciyle diyalog anlamında olumlu ama sempati anlamında olumsuz idi.
Son dakikalarında yanıma gelen yönetici vasıflılardan biri diğer üst yöneticimize beni de konuşma içine alarak şöyle dedi "Soğuk tabiyatlıymış, ben olsam getirmezdim de tabii Ful olunca, o getirmiş işte dedi gülümseyerek..."
Esas beni yaralayan ise bu cümleydi tabii...Ful getirmiş, ben olsam...ah ahh...
Ben kariyere bakarım, geçmişe bakarım, daha önce neredeyse 40.000 öğrenciye seslenmiş ona bakarım, çalışmalarına bakarım, prensiplerine bakarım.Karakterini onu tanımadan, görmeden,konuşmadan bilemem, ben organize ederim gidip de konuğa aman iyi söyleşin, aman güleryüzlü olun, aman da şöyle böyle diyemem...
Ayrıca ben bu kararı tek başıma da almadım, sadece içten bir teşekkür bekledim.
Sonuçta gayet iyi geçti, kişinin soğukluğu evet gerçekti ama bir yere kadar...
Konuk giderken de geldiği gibi aceleci davrandı, bana selam bırakmışlar,bir de baktım gitmişler, çıktım koştum kapıya kadar, bahçe kapısında yakalayıp vakit darlığından kısacık ellerini sıktım, konuşmaya fırsat olmadanbir kuru teşekkür ettim.
Bu mudur nezaket,bu mudur iş ahlakı, bu mudur teşekkür, bu mudur insanlık?
Yok hata bende, daha kaç kere yara almam gerekiyor, daha kaç kere emeklerimin heba olmasını, dalga geçilmesini göreceğim.
Kim ne istiyorsa onu yapsın artık, bazı insanlara gerçekten de iyilik yaramıyor...
Herkese hak ettiği değer ve minimum çaba bundan sonra,
Herkes her şeyin en iyisini bilir, ama kılını kıpırdatmaz, siz didinirsiniz bir de üstüne çamur atarlar.
Nedir peki bugünkü yaşanmışlığımızın anafikri:
Herkesi hoşnut etmek isteyen kimseyi hoşnut edemez.
"Nokta"

17 yorum:

İDEA dedi ki...

Sevgili fUL YAPRAKLARI;

Öncelikle sayfanızın fanatik derecesinde hayranıyım.En büyük sebebim ise yazılarınızı TURUNCU ile yazıyor oluşunuz.

Konuya genel bi bakış lazım ama biz özel yapalım bunu.Bir kişiyi memnun edebiliriz bu kolay olur,sevdiği yemek,sevdiği çiçek vs... biliriz ona göre adım atarız.Fakat bu 2-3-4-5-6-.......500 kişiye çıkınca hepsini birden memnun etmek biraz hayalperstlik olur.
Bu yüzden siz yaptığınızın ardında olun ve bu kitleyi değilde zaten kafasında bişeyler almak için gelenleri düşünün.

Ayca Karaoglan dedi ki...

Herkesi hoşnut etmek için uğraşma, çok yıpranırsın, erken yaşlanırsın. Bence anafikrimiz bu olsun ve sen de bu ana fikri bir düşün. Sonuçta seni fiziki olarak tanımıyorum. Buradan yazdıklarınla senin ne kadar çalışkan, özverili, insanlara değer veren, herşeyi bir yana bırak bir süre sonra didinmenin sonunda kendinden ödün veren birisin. Kendimi görüyorum sende. Ben çok geç öğrendim insanlara bu kadar özverili davranmamayı. Neredeyse 30 oldum hala hayal kırıklıklarına uğruyorum iş ile ilgili. Sen yapman gerekeni yapmışsın bence. Konusunda iyi ve iyi duyumlar aldığın bir konuşmacıyı getirebilmiş, semineri düzenlemişsin. Gerisi boş. Kim ne derse desin önemli değil. Kendi kendine övünebilirsin. İş ortamı hazımsızlıklarla doludur. Bu adam herkese gülücükler de atsaydı, yine bir kulp takılırdı... Benden sana kocaman bir aferin :)

Ful yaprakları dedi ki...

Sevgili IDEA,

çok teşekkür ederim, sayfamı, yazılarımı beğenmen beni çok mutlu etti:))
Kişi sayısı arttıkça memnuniyet düşüyor, işte diyorum ya, herkesi memnun etmek imkansız ama yine de bir teşekkür bekliyor insan.
Sadece yapmak, başarmak çok güzel kendi adıma, kariyerim adına.Yalnız bir de teşekkür alsam, bunların farkına varıldığını görsem içim rahatlayacak:))

Ful yaprakları dedi ki...

Ayça'cım,
Ah senin yorumların bana nasıl ilaç gibi geliyor bilsen,
seni tanımıyorum ama ben de kendime çok benzetiyorum.
30'uma 2 sene kaldı ama hala aynı tas aynı hamam davranıyorum.
Kocaman bir kazan şu iş hayatı, kaynıyor da kaynıyor..
Buharı yakıyor beni!
Ne olursa olsun kendime kariyerime becerime saygım sonsuz.Ben biliyorum ki başarılıyım hem de çok, onların hak ettiğinin de üzerindeyim.Sadece takdir istiyorum arada, sırtım biraz sıvazlansın, teşekkür edilsin, maddi anlamda biraz insani koşullar verilsin.Ama bu benim kaderim galiba, olmuyor bir türlü canım benim..

Ayca Karaoglan dedi ki...

Ben inanıyorum, bir yerlerde sana hakkını verecek bir iş ortamı bulacaksın :) Belki hemen olmaz ama o-la-cak :)

İDEA dedi ki...

Ben O kendini bilmezlerin yerine ÇOK TEŞEKKÜREDERİM size :)

Umarım yerini tutar.Yeter ki siz üzülmeyin :)

gunduz68 dedi ki...

ortada bir emek varsa sonuç da olumluysa dert etmeye de gerek yok..önemli olan zoru başarmak değilmi zaten..iyi güleryüzlü insanlarla herkes anlaşır iş yapar iş asık suratlılarla çalışmak.ben biraz fesatlık sezdim..umarım yanılıyorumdur..

Ful yaprakları dedi ki...

Sevgili gündüz68,
doğru önemli olan zorlarla çalışmak, fesatlığı ben de sezdim, bence her işin altından başarıyla kalkmam birilerini rahatsız ediyor.

öykü dedi ki...

Sevgılı Ful uzuntunu cok ıyı anlıorum..
Insan ne kadar ıyı olursa olsun
ne kadar verıcı olursa olsun..
Bunun degerı bılınmıyor..Sen ozverılı ve ıyınıyetlı bı ınsansın bundan kuskum yok ama..
Bence duygularımızı olabıldıgınce ozel cevremıze yayalım..
Is cevresınde
kırıcı kıymet bılmeyıcı cok fazla sey oldugu ıcın
kendımızı bıseylerın kırmasından uzak tutalım..
elden geldıgınce tabi...
sevgılerımle.

Ful yaprakları dedi ki...

Öykü'cüm,
Tavsiyelerini dikkate almak lazım,
İş yerinde 10 saat geçirmek orayı biraz da evin yapıyor artık.
Bütün hayatım burada geçiyor, saçlarım burada ağaracak bu gidişle:))))

Adsız dedi ki...

merhaba . sanırım boyle ınsanlarla iş ev tum yaşantımız boyunca karsılaşıcaz.cok fazla önemseme ,uzme kendını.sen ısını dogru yaptıktan sonra.

beyaz mendil dedi ki...

Herkezi aynı anda hoşnut etmek mümkün değil,ben artık bıraktım insanlarla uğraşmayı.Sevgiler

kkkk dedi ki...

Insallah hakettigin yere ulasirsin cnm

cesetizleri dedi ki...

bu insanlar acayip komleksli oluyorlar ya gülüyorum. meyve veren ağaç taşlanır diim sen anla gerisini.

* Ampirik * dedi ki...

Bayıldım Bayıldım Bayıldım..
Blogun her satırına her karesine kullandığın bütün resim, grafik, fotoğraf, yazı fontu filan ne varsa taptım..
Bir de bişey sorucam Bloxoo da arattım ful yaptakları diye bulamadı site.. orda yok musun?

Ful yaprakları dedi ki...

Sevgili Piedra çok teşekkür ederim,
BLOXOO'da yokum maalesef, ne olduğunu bile tam olarak bilemiyorum ama sanırım blog yazarlarının toplandığı bir yer değil mi?
Beğenilmek çok güzel, tekrar güzel sözlerine teşekür ederim.

GeCe dedi ki...

malesef insanların hepsini birden memnun etmek zor kendine soracağın soru şu olmalı sen işini elinden gelen en iyi şekilde yaptın mı evet, bu hazırlık süreci sana birşey kazandırdı mı evet önemli olan budur gerisi boş

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!