Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

13 Temmuz 2011 Çarşamba

"Haddinden fazla değer vermek geçici duygu kaybına neden olabilir"

Pek çok şeyi aştım hayatımda…
Son bir kaç yılda epey değiştim, epey yol aldım.
Yalnız beceremediğim bir konu var...

Ne kadar uğraşsam da, istesem de olmuyor!
Ne yazık ki "insanlara hak ettiklerinden daha fazla değer veriyorum" ben…
Bu zaafımın farkında olsam, çaba göstermek için istek duysam da bu kör merhameti bir türlü aşamıyorum.

Ne kadar kazık yersem yiyeyim, ne kadar kandırılırsam kandırılayım, hala karşımdakini kendim gibi düşünüp onu fazla önemseyip kapılarımı açabiliyorum samimiyetle.
Oysa o samimiyeti gerçekten hak edip etmediklerini göremiyorum bazen. Beklentilerimi fazla tuttuğum için mi yoksa insanların genelinin böyle olduğunu kabul etmek istemediğim için mi bilinmez, düzenli aralıklarla belli dozlarda kazık yemeye devam etmek bende alışkanlık halini almaya başladı.


Hayal kırıklıkları ve sorgulamayla geçirdim şu haftayı..hayır neyi sorguluyorum ki, toplumun genelinde yaşadığımız bir durum bu! İnsanlar artık bencillik konusunda yüksek lisansı bitirip
doktoraya geçmiş. Nezaket, görgü, ince düşünce, duyarlılık çoktan müfredattan kalkmış da benim haberim yok! Milyonuncu kez dile getirsem de değiştiremiyorum işte, zaten kim değiştirebilmiş ki?

Biri vardı tanıdığım, yaşça benden büyük, saygı gösterdiğim,sevdiğim, değer verdiğim. Ancak bir kaç konuda beni büyük hayalkırıklığına uğrattı ve ben de içime atmayarak yüzüne karşı nazikçe kırıldığımı ifade ederek cümleleri döktüm ortaya… O kadar üzeri kapalı ama bir o kadar da çırılçıplaktı ki ifadem anlamamasıına imkan yoktu, dudağını bükerek gülümsedi işte o kadar.

Ben olsaydım kırmazdım,hayatta en çok dikkat ettiğim konudur kalp kırmamak ama insanım olur ya kırsaydım ve bunu fark etseydim yada daha kötüsü "fark ettirilseydim"içtenlikle özür dilerdim. Kusura bakma lütfen diyerek bir yolunu bulup gönlünü almaya çalışırdım. Ama bana karşı tek bir kusura bakma da yok işte..sorun da burada zaten.
Herkes hata yapar, yanlış anlar, unutur, savurur ama öyle bir şekilde kapatır ki bu açığı ipler hiç kopmaz, düğümlere gerek olmaz..Görgü işte bu da bir nevi..nezaket ve ince düşünce...

Hal böyle olunca insan o kişiye samimiyet gösterdiği andaki hallerinin fotoğraf karelerini hatırlayıp kendini aptal gibi,kek gibi hissediyor.

Bir insana haddinden fazla değer vermek, ilgi göstermek, hayatınızın güzel bir yerine oturtup oradan iyi manzarayla sizi izlemesini sağlamak, kapıları minik de olsa açmak hiç de iyi bir şey değilmiş. Sonu iyi olmuyormuş, kırılan kalbinizin hasarı neticesinde geçici duygu kaybına maruz kalıyormuşsunuz. Bu da başkalarına karşı duyduğunuz güveni azaltmaya ve biraz kabuğa çekilme etkisine neden oluyor önceden biliyorum. Bu etkinin sonrası ise zaman ilacıyla atlatılıyor ve tamamen geçtiğinde benim gibi sazanlar yeniden tuzağa düşüp yine yeniden hayal kırıklıklarıyla başa çıkılıyor..

Kimseye fazla değer verme artık ful!Yeter yediğin kazıklar...

Vay be baksana meğer umrunda değilmişsin, sende cebi dar gönlü bol, maddi-manevi savurdun yine kendi kendine, bu kaçıncı hayalkırıklığı yavrum :)

Söyler misin bana sen ne zaman ders alacaksın?


19 yorum:

Unknown dedi ki...

Ne yazık ki anlattığın tarzda insanlar hayatımızd a yer alıyor.O kadar değer verip böyle yıkılmana üzüldüm.Büyüklerden daha fazrklı davranış bekliyoruz yer yer ama büyükde olsalar farketmiyor önemli olan karakter zannedersem...
Umarım yaptığı yanlışı anlar ve kalp kırıklığını giderir..Fark etmez ve düzeltmezse de o kaybeder ki kaybetmiş zaten...
umarım kırgınlığın çabuk geçer , yüreğinde yer kaplamaz...

Unknown dedi ki...

Unutmadan Ful ne kadar çok hata yapsanda yüreğinde iyilik olduğu sürece bu tür insanlar seni kandırmaya devam edecektir.Hep " bu sefer dersimi aldım" desende bir başkasına aynı saflıkla yaklaşacaksındır çünkü yüreğin temiz...O yüzden üzülme hep sf ve temiz kal olur mu ?

Nil dedi ki...

klasik olacak ama " üç kuruşluk insana beş kuruş değer verirsen aradaki iki kuruşa seni satar" ben bu söze inanıyorum.

Ful yaprakları dedi ki...

içimizdeki karnaval,

haklısın..içimde iyilik olduğu sürece ben 50 yaşıma gelsem de kanarım bir şey değişmeyecek :))
ama olsun ne yapalım umarım kişi hatasını anlar da telafi eder..elimde kırık kalbim beklemedeyim :))

öpücükler..

Ful yaprakları dedi ki...

küçük mucizem,

doğru söze ne denir, tam da yerinde söyledin :)
harikasın :))

sevgiler,

Leylak Dalı dedi ki...

Ful sana söyleyim canım, hiçbir zaman ders almayacaksın, zira en önemli örnek bu satırları yazan kişidir. Kazık koleksiyonu yapıyorum, çit yapsam evin etrafını birkaç kez dolaşırdı ama yine de akıllanmıyorum. Oysa çoktan farkettim cehenneme giden yolun iyiniyet taşlarıyla döşendiğini. Yine de yürüyorum işte, huy bu. Ne yapalım bizim de canımız sağolsun. Öptüm seni tazecik gelincik:)

Ful yaprakları dedi ki...

leylak'cım,

evet , ders almayacağız huyumuz bu, ben de koleksiyona başladım yavaştan, tam bir çit olamasa da bahçenin yarısını çevirdim :)))

sağlık olsun da Allah karşımıza iyi insanlar çıkarsın hep..umarım bu son olur :))( desem de inanmam )

öpüyorum seni kocamannn!

BuRCu dedi ki...

Kim bilir kaçımızın duygularına tercüman olmuşsun. Kendime "aptalsın sen kızım" dediğim zamanları hatırladım, ara ara yine diyorum :) Artık keyifli hala gelmeye başladı bu. Kendimi salak gibi hissettirenlerin aslında hep kaybeden olduklarını anlamak belki hissettiklerimi yok etmiyor; ama döktüğüm gözyaşlarını da hak etmediklerini hatırlatmaya çalışıyorum kendime. Tanıdık bir manzara ile tekrar karşılaştığımda kendime söylemem gerekeni söyleyip gülüyorum, daha önce de aynısı olmuştu şaşırmadım ki diyorum.

Yazının özeti o kadar güzel ki, duygu kaybına uğruyoruz. Umarım geçici olur bu kayıp. Yüzün gülsün ;)

Unknown dedi ki...

selam ful,
acı ama gerçek ki ben de senin gibi haddinden fazla değer verenlerdenim ve öğrendim ki ben böyleyim,şimdiden sonra da değişemem...böyle zamanlarda kendimi avutuyorum şu atasözümüzle;
yenilen pehlivan güreşe doymazmış...
ve kaldığım yerden devam ediyorum...

hülya dedi ki...

ful hiç canını sıkma anlattığın tarz insanlar hepimizin hayatında fazlasıyla var ve tek olduğunu sakın düşünme sen en azından nazik de olsa dile getiren kesimdesin, ben hem kazıkları yiyip hemde bir ellerini öpmediği kalan tiplerdenim...

bu arada söylemeden geçemeyeceğim birşey daha var o kadar güzel şeyler yazmışsın ki alınacak çok ders var ama dahada önemlisi anlatmak istediklerini bu kadar güzel toparlayıp ifade etmeyi nasıl beceriyorsun çok merak eettim merakımı mazur gör çok güzel postlar yazıyorsun bunu neye borçlusun?

Nameless dedi ki...

Ben yazsam bunu aynı seyleri yazardım o kadar bana benziyorsun bu konuda(: ben ck ugrastım insanlara cok deger vermemek için. oluyor ama dediğin gibi gorgu meselesi..

neval dedi ki...

hiç bir zaman korkarım.değişmemiz kaplanın beneklerini silmek kadar zor,imkansız hatta

Ful yaprakları dedi ki...

Burcu'cum,

yazıyı beğenmene çok sevindim, içimdeki o kandırılmışlık duygusunu çok keskin yaşadım dün :((
ama ne yapalım, geçmeyecek biliyorum, bunu atlatayım yine aynı hatayı yapacağım, ben buyum ve biliyorum yalnız değilim, yalnız değiliz :))
öpüyorum çok!

Ful yaprakları dedi ki...

..justlikeastar.. ,

evet biz güreşe doymuyoruz:))
bağımlılık yapıyor bu kazık yeöe durumu zamanla fark ediyorum, ne yapalım, sağlık olsun :((
umarım daha fazla acıtmaz bundan sonra dost kılığına girmiş kurtlar:(

Ful yaprakları dedi ki...

ratatoule,

yazımı beğenmene çok çok sevindim :))
dile getirmek de bir başarı değil mi? bir yerden başlaman lazım.madem biz bu kazıkları yemeye alıştık ve değişemiyoruz o halde en azından karşımızdakine bunu söylemeliyiz, son sözü söylemeden insanın içi rahat edemiyor :))
yazıları nasıl böyle yazabiliyorum konusuna gelince..beğenerek okumanız beni çok mutlu ediyor inan, sanıorım çocukluktan beri çok kitap okumaya ve yazmaya borçluyum, kendimi böyle ifade etmeyi çok seviyorum:))

öptüm seni!

Ful yaprakları dedi ki...

nameless,

etraf görgüsüz, nezaketsiz insan kaynıyor maalesef:((
ne zaman bu kadar çoğaldılar anlamadım hele yeni nesil aman aman :((

Ful yaprakları dedi ki...

neval,

benzetmen harika olmuş, çok hoşuma gitti..
aynen! biz kaplanın benekleri gibiyiz, durumumuz aynen böyle..çıkmaz içimizden :((
ne yapalım aşlışacağız işte yara ala ala kırağı çalmaz belki bizi :))

tutsak dedi ki...

Sevgili Ful Yaprakları bir laf vardır ''Sen doğru ol kem belasını bulur'' Sen sen olmaktan vazgeçme asla. Sen gönlündeki değeri veriyorsun senin gönlün ne kadar sa o kadarını veriyorsun. Diğerlerinin gönlü o kadar olmayabilir onları da olduğu gibi kabul et ve incinme bence. Hatta sevinmelisin gönlün büyüdükçe
Sevgi ile kal

hakuna matata dedi ki...

haddinden fazla değer vermek zaaf değildir,fakat bunu söyleyerek dillendirdiğinde senin nezaman mutlu,ne zaman mutsuz olacağına onlar karar verir..

Sevgiler

recanddelete.blogspot.com

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!